Muhabbet Olsun

Sevgi emek ister, sevgili muhabbet etmek ister.

Muhabbete de hizmet gerek.

Muhabbeti istiyorsan sevdiğine adım adım yaklaş, onun adımlarını saymadan ve beklemeden.

Ona hizmet et. Elinle, ayağınla, dilinle, gözünle, kulağınla, aklınla ve tabiî ki gönlünle.

Muhabbet yolundaki taşlara dikkat et.

Sevgi gönülden doğar, akılla beslenir büyür.

Akıl sevgiyi beslemezse o sevgi kısa zamanda ölür gider.

Gönül ve akıl el ele verirse sevginiz hiç azalmaz, gün geçtikçe artar.

“Eşimle daha çok muhabbet etmek istiyorum” diyenlere,

“Eşimle muhabbet edemiyoruz” diyenlere adım adım rehber bir kitap.

Muhabbetiniz bol olsun diye...

Muhabbet Olsun Kitabından

Ferhat ile Şirin çaldılar bir gün kapımı. Mutsuzlarmış, anlaşamıyorlarmış. Şirin anlattı önce derdini:

- Biz deli gibi birbirimizi seviyorduk. Biliyorsunuzdur, Ferhat benim aşkımdan dağları deldi. Sonra birbirimize kavuştuk, çok mutluyduk. Bir gün nasıl oldu anlayamadık ama akşam yattık, sabah kalktığımızda aradan yüzyıllar geçmişti. Kendimizi bir apartmanın onuncu katında yaşarken bulduk. Şaşırdık ama “Olsun...” dedik “Bir aradayız ya, mühim olan bu...” Çocuklarımız ve ailelerimiz de bizimle gelmişler.

Hiçbir eksiğimiz yok. Hatta ihtiyacımızdan çok fazla eşyamız var. Ferhat’ın iyi bir işi var. Fakat bu kadar varlığın içinde mutlu değiliz. Ferhat’la hiç anlaşamıyoruz. Artık sevgimizden bile şüphe ediyoruz. Sizin bize bu hususta yardım edebileceğinizi düşündük. Bunun için size geldik, bize yardım edin!..

-Teşekkür ederim Şirinciğim. Elimden geldiği kadar size yol göstermek, yardımcı olmak isterim. Anladığım kadarıyla tek eksiğiniz muhabbet..."

–Evet, hiç muhabbet edemiyoruz, konuşmaya başlasak kavga ediyoruz. Akşamları karşılıklı birer kanepede buz gibi oturuyoruz. İşte problemi buldunuz. Yardım edeceğinizi biliyordum. O zaman bize muhabbet etmek için ne yapmamız gerektiğini de söylersiniz, değil mi?

– Muhabbet etmenin tek bir sırrı var. Onu bilmeniz gerekiyor.

– Nedir muhabbetin sırrı?

– Muhabbete hizmet gerek.

– Muhabbete nasıl hizmet edeceğiz?

– Bunu bir günde anlatamam size. Ancak sizinle adım adım bir muhabbet yolculuğuna çıkarsak öğrenebilirsiniz. Bu yolda ayağınıza batan taşları göreceksiniz. Her adımda bunları temizlemeye çalışacağız. Bunun için bana kırk hafta içinde kırk gün gelmeniz ve birlikte bu yolda kırk adım atmamız lazım. Her geldiğinizde sadece bir adım atacağız.

–Neden kırk gün ve kırk adım? diye ilk defa konuştu Ferhat.

– Her şeyin bir kırkı vardır: Bebeğin, annenin, gelinin, doğumun, ölümün... Başlangıçların ve bitişlerin üzerinden geçecek olan kırk gün mühimdir. Kırk; çığlıktan kurtuluştur, kabulleniştir, zorluk devresini atlatıştır. Dünyada yaşanan birçok büyük hadisenin kırk sayısıyla bir alakası vardır.

Büyüklerimiz “Bir şeyi kırk kez söylersen olur.” derler. Biz de kırk adımla kırk gün çalışırsak faydalı olur, diye düşünüyorum.

– Eskiden hiç tasamız, derdimiz yoktu, gayet mutluyduk, dedi Ferhat. Birbirimizi deliler gibi seviyorduk, şimdi iki yabancı gibi olduk. Sevgimize ne oldu, anlamıyorum.

– Muhabbet yolunu adımlarken çıkan taşları görecek ve sevginize ne olduğunu o zaman anlayacaksınız. Bazı adımları Şirin’in atması, bazı adımları senin atman gerekiyor. Bir adım Şirin, bir adım sen atarak gidebiliriz ama ben böyle yapmak istemiyorum. Çünkü bu takdirde beklentiler ortaya çıkar. O zaman da birbirinizin adımlarına bakar ve biriniz adım atmakta zorlanırsa diğeriniz de kendi atmanız gereken adımları bırakıp onun adımlarını beklersiniz. O zaman duraklama başlar. O hâlde şunu yapacaksınız: Herkes kendi adımından mesul olacak, kimse eşinin adımların saymayacak.

– Tamam, olur, siz ne derseniz uyarız, dedi Şirin.

– Tamam Şirinciğim, önce senden başlayacağız. Yirmi beş adımı sen atacaksın, on beş adımı Ferhat atacak.

– Ama bu haksızlık! Neden ben daha çok adım atacakmışım ki? Zaten hep kadınlardan bir şey yapması bekleniyor. İkimiz de yirmi adım atsak da ortada buluşsak daha iyi olmaz mı?

– Bu sorunun cevabını ben sana şimdi vermeyeceğim. Adım attıkça bunun hikmetini kendin göreceksin. Önce seninle başlayacağız.

Şirin'le 25 adım...