Evlendirme Programları

Bir okurum "Sema Hanım, televizyonlardaki evlenme programları üzerine yazar mısınız?" diye bana mail göndermiş. Okurumun isteği başım üstüne.

Çok samimiyim. Yazılmasını konuşulmasını istediğiniz konular varsa, mail gönderin. Benim bilgi ya da ilgi alanımdaysa yazarım. Burası bizim sitemiz, hepimiz bir aileyiz, hepimiz kardeşiz. Burada çok rahat yazıyorum.

Evlendirme programlarını çok takip eden biri değilim; ama ara ara seyrediyorum. Bu programlara karşı değilim; ama şu anki yapılanları elbette beğenmiyorum. Evlendirme programları yapılmalı. Çünkü şehir hayatı insanları birbirinden uzaklaştırdı. Komşular birbirini tanımıyor, her akraba bir yerde. Görücü usulü neredeyse ortadan kalktı.

Peki nasıl evlenecek insanlar? İnternet güvenli değil. Orada burada bulduğuna güvenme. Peki alternatif ne? Evlilikler azaldı, çok fazla bekar ve boşanmış olanlar var. Yalnızlara, bekârlara bir teşvik ve yardım gerekli değil mi?

Evli olanlar genellikle kınıyorlar bu programlara katılanları. Yalnızların halinden ancak yalnızlar anlar. Yurdunu yuvasını kurmuş olanlar, evlenmek isteyenleri kınamasınlar.

Yalnız şu an televizyonlarda yapılanlar, hiç yapılmasın daha iyi. Belki üç beş kişiyi evlendiriyorlar; ama topluma çok fazla zarar veriyorlar. Özellikle erkekleri evlenmekten ve kadınlardan tiksindiriyorlar. Neredeyse bütün erkekler "Kadınların paradan başka hiçbir şey düşünmediklerine" inanmaya başlamışlar.

Çünkü bu programlarda genellikle şöyle oluyor: Kadın ona talip olan erkeği ilk gördüğünde, yüz ifadesinden, bakışından onu beğendiğini çok belli ediyor.

Biz de ekran başından yakıştırıyoruz. "Tamam bunlar birbirine çok uygun, kesin evlenirler" derken erkek maddi imkanlarını açıklamaya başladıkça; işi, kazancı orta halli ya da biraz düşükse, kadının yüz şekli değişmeye başlıyor.

"Olmaz, elektrik alamadım" deyip çıkıyor. Nasıl elektrik alamadın? Adamı görünce aldığın elektrikle bir mahalle aydınlanır, nasıl inkar ediyorsun, gözümüze baka baka?

Tam aksi de şöyle oluyor: Kadın erkeği ilk gördüğünde dudağını kıvırıyor, beğenmediğini her halinden belli ediyor; adamın malını, mülkünü, kazancını duyunca yüzü değişmeye, ağzı yayılmaya başlıyor: "Olabilir, elektrik aldım." diyor. Velhasıl artık "Kadınlar erkeklerden elektriği para ile alıyorlar." durumu ortaya çıkıyor.

Kaç kişiden duydum şu son zamanlarda, gerçek hayatta, erkekler maddi imkanları iyi olduğu halde, eş adayı ile ilk görüştüklerinde kazançlarını, maddi imkanlarını olduğundan daha az söylüyorlarmış. "Beni bu halimle beğenirse, bu onun paragöz olmadığını, beni ben olduğum için beğendiğini gösterir." diyorlarmış. İşte televizyonun aile kurumuna bir olumsuz etkisi daha. Eskiden erkeklerde kadınlar karşı böyle bir güvensizlik yoktu.

Elbette bir hanım evleneceği erkeğin evin geçimi sağlayacak, onu ele güne muhtaç bırakmayacak imkanı olsun ister. Bunun ayıplayacak bir tarafı yok. Fakat bu programlardakiler evi olsun, arabası olsun, yüksek kazancı olsun, her şeyi olsun istiyorlar.

Zaten programa gelen erkeklerin çoğunun evini geçindirecek kadar kazancı var. Fakat kadınlar çok daha fazlasını istiyorlar, bu da toplumdaki bütün kadınlar öyleymiş gibi bir izlenim bırakıyor.

Esas ben bu programa gelen erkeklerin cesaretlerini çok takdir ediyorum. "Nasıl oluyor da bu kadınları gördükten sonra hâlâ evlenmeyi istiyorlar?" diye şaşıyorum. Çünkü programa gelen kadınların çoğu kadından çok erkeğe benziyor. Oturmaları, konuşmaları, erkekleri süzmeleri, halleri tavırları, çok erkeksi.

Arada bir iki hanımefendi tiplerde geliyor; ama kadınların çoğu azman gibi. İşte erkeklere bunun için şaşıyorum. İnsan niye ister ki erkek özentisi kadını. Bu ne cesarettir, bu ne gözü karalıktır. Kadınlar öyle duruyorlar ki adam yanlış adım atsa kadın ordan "hööööt" diye bağıracak sanki. Ben erkek olsam, o kadınları trafoya bağlasalar, onlardan gram elektrik alamam.

Velhasıl evlendirme programları yapılmalı. Şu anki formatı ile değil. Edebi ile terbiyesi ile. Dini kanallar biraz bu konuya el atsalar, gençleri evlendirseler çok iyi olur. Program bekârlara örnek olsa, katılanlar birbirinde dini hassasiyet arasalar.

Erkek çıksa dese ki "Hanımefendi hâfız, Rabbimin kelâmını ezberlemiş, kabul ederse onu baş tacı edeceğim." Kadın çıksa dese ki "Beyefendinin asgari maaşı bize yeter, şu ölümlü dünya aç gözlülüğe gerek yok, ben onun yaşlı annesine bakmasını takdir ettim, onun kalbini sevdim, olur bu evlilik." dese. O günleri görsek ne güzel olur.

semamarasli@gmail.com www.cocukaile.net


Bunlar da ilginizi Çekebilir

27 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz