Haber 7 yi Bırakma Sebebim...
- 22-05-2012
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı
15 Mayıs 2012 Salı günü Haber 7 yazım günümdü. Akşam yazıya gelen yorumları okumak için siteyi açtım fakat gözlerime inanamadım. Manşetteki haber bölümünde kocaman bir fotoğraf ve dudak dudağa arzuyla öpüşüyormuş gibi duran iki erkek: Bir papa ile bir hoca. "Özür Dileten Reklamlar" başlığı altında bir haber.
Yanlışlıkla başka bir haber sitesini mi açtım, diye gayri ihtiyari site adını kontrol ettim, doğruydu. Yazı ile ilgili haberi okumak için tıkladım, fotoğrafların devamı geldi. Diğer dudak dudağa erkek fotoğrafları. Nihayet haberi okuyabildim.
Manşetteki fotoğraftaki kişiler iki din adamı: Papa 16. Benediktus ile Mısır'ın El-Ezher Camii İmamı Ahemd El-Tayyip. İtalyan Benetton firması tarafından reklam için fotomontajla öpüşüyormuş gibi gösterilmiş. Diğer fotoğraflarda erkekler de farklı ülkelerin siyası liderleri. Vatikan firma aleyhine dava açmış ve firma reklamı çekmek ve özür dilemek zorunda kalmış.
Bu olayın bir haber değeri olabilir; fakat bunu muhafazakar bir haber kanalının iki din adamını manşetten kocaman fotoğraflarla dudak dudağa, gerçekten ve pek bir istekle öpüşüyormuş gibi göstermesi bence kabul edilebilir bir şey değil. İlla fotoğraf yayınlamaları gerekiyorsa fotoğrafı daha küçük ve sansürleyerek verebilirlerdi.
Haber 7 nin montajla oluşturulmuş o çirkin fotoğrafları yayınlaması beni fazlasıyla üzdü ve tepki verme ihtiyacı durdum. Orada dursaydım büyük bir yanlışı kabul etmiş ve desteklemiş olacaktım. Önce inancıma, sonra kendime, sonra da "Sizi okumak için Haber 7 yi takip ediyoruz" diyen okurlarıma saygısızlık etmiş olacaktım.
Sevdiklerimle istişarelerden sonra bırakmaya karar verdim. Önce Haber 7 nin yayın yönetmeni İbrahim Erdoğan'a sebebini açıklayarak artık Haber 7 de yazmayacağımı bildiren bir e-posta gönderdim arkasına twitter ve facebook ile okurlarıma duyurdum.
İbrahim bey beni aradığında da ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım. İbrahim bey yaptıklarının yanlış olduğunu kabul etmek yerine, yaptıklarını savunmayı ve beni eleştirmeyi tercih etti. İbrahim beye "Siz çocuklarınızla hiç rahatsız olmadan o fotoğraflara bakabiliyor musunuz?" diye sordum.
İbrahim bey, soruma cevap vermeyerek başka bir savunmaya geçti.
"Kendinizi çok mu dindar zannediyorsunuz, o fotoğrafı siteye koyan kişi hâfız." dedi.
"Günah işleyen kişinin hâfız ya da hoca olması onun günah olduğunu değiştirmez ve günahı dindar görünümlü kişiler işliyor, diye ben bunu kabul edemem." dedim.
İbrahim beye göre ben iyi bir yerden yazma teklifi almıştım ve giderken de haber 7 ye kara çalıp gidiyordum, yaptıkları ona göre hata sayılmadığı için. Ve tatsız bir şekilde telefon kapandı.
Gerek İbrahim beyin, gerekse bazı okurların bu fotoğraflara verdiğim tepkiyi fazla bulmaları ve altında başka bir sebep olup olmadığını merak etmelerine şaşırdım. Bir şeye tepki göstermemiz için illa kendi menfaatimiz mi olması lazım? Allah için yapılıyor olması neden bu kadar inanılmaz geliyor bazılarına?
Ya da bu kadar mı unuttuk inancımız için bazı şeylerden vazgeçmeyi de bu kadar şaşkınlıkla karşılandı? Hani müminler olarak iyiliği emretmek ve de kötülükten vazgeçirmek gibi bir görevimiz vardı. Ona ne oldu?
Ben haber 7 de yazmaktan memnundum ve yazılarım çok da okunuyordu. Yüzbinden fazla okunan yazılarım vardı. İnancımıza ters öyle bir fotoğraf yayınlanmış olmasaydı yazmaya da devam edecektim. Fakat benim için yazılarımın çok okunması değil Hak'ın rızası önemli. Çok okunmasını sadece faydalı olma niyeti ile isterim.
Menfaat hesabı yapmadan inancımın ardında durmayı kendime hep şiar edinmeye gayret ettim, Rabbim doğru yolda ayaklarımı sabit kılsın.
Bu fotoğrafların yayınlaması öncelikle iki din adamına saygısızlık. Onları homoseksüel gibiymiş gösterdiği için. Firma hristiyanlardan gelen aşırı tepki üzerine özür dilemiş, tabii kötülüğü bir kez yaymış oldu.
Fotoğrafları yayınlayarak yayanların da özür dilemesi gerek. Hem onlardan hem okuyuculardan.
Dünyada eşcinsel ilişkiler normalleştirilmeye çalışılıyor. Firmanın reklamda iki din adamını da kullanması sadece dikkat çeken reklam yapma arzularından kaynaklanmıyor. Herkesin bildiği şey dünyada ve ülkemizde de modacıların çoğu gay. Reklamda din adamlarının kullanılması öncelikle çocuklara, gençlere "Bakın erkek erkeğe ilişki kötü değil, din adamları da yapabilir, dinin kabul ettiği bir şey, hem eşcinsel hem dindar olabilirsiniz" mesajı vermek gibi iğrenç bir emel taşıdıklarını anlamamak mümkün değil.
Din adamlarını eşcinsel göster, görenin beyninde nasıl olsa bir iz kalır mantığı ile reklamın hazırlandığı çok belli. Tepki göreceklerini ve reklamı geri çekeceklerini İtalyan'lar da baştan gayet iyi biliyorlardır. Fakat bu arada bu görüntüler ile kaç zihne girsek karlıyız mantığı güdülmüş olmalı.
Dinimiz eşcinsel ilişkilere nasıl bakıyor? Bu konuda bir hoşgörü var mı? Varsa biz de ona göre bakalım!
Kur'an-ı Kerim de "Araf suresi 80- 81" ayeti kerimesinde:
"Lût' da vaktiyle, kavmine demişti ki: “Sizden önceki âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir fuhşu mu yapıyorsunuz?”
“Siz, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere varıyorsunuz. Doğrusu siz haddi aşan, azgın bir kavimsiniz.”
Allah Resulü' de bu konuda şöyle buyuruyor:
“Lût kavminin işini (cinsî sapıklık/homoseksüellik) yapana Allah lânet etsin!” (Ahmed bin Hanbel, I/309; Tirmizî,)
“Ümmetim için korktuğum şeylerin en korkunç olanı, Lût kavminin ameli olan çirkin ilişkidir.” (Tirmizî)
Geçmişte pek çok kavim homoseksüel ilişkiler yüzünden helak olmuştur. İtalya' daki Pompei şehrinde taşa kesilmiş insanlar aleme ibret olarak olduğu gibi dururken, İtalyanların hiç ders almayıp hâlâ sapkın ilişkileri artıracak çalışmalar yapmaları da ayrıca ilginç.
Avrupa' da bu sapkın ilişkiler hızla yayılmakta. Sıra İslam ülkelerine gelmiş olmalı. Son dönem televizyonlarda yemek ve giyinme ile ilgili programlarda, dizilerde; gayler ekran başındakilere sevdirilmekte ve normalleştirilmeye çalışılmakta.
En çok izlenen sabah programlarının birinde erkek modacı çıkmış birlikte yaşadığı erkeğe nasıl naz yaptığını, nasıl hediye aldırdığını anlatmış ve herkes eğlenerek izlemiş. Program yapan gayler var. Yazıklar olsun. Ekran başında kaç çocuk, kaç genç izliyor onları.
Bursa Milletvekili Aykan Erdemir 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı münasebetiyle gerçekleştirdiği konuşmasında LGBT gençler yani lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel ve travestilerin yaşamını kolaylaştıracak politikalar üretilmesini talep etti.
CHP milletvekili Şafak Pavey lezbiyen kadınların hikayelerinin anlatılacağı "Kadın Kadına Öykü Yarışması"nın jüri onur üyeliğini yapacakmış. Burası Müslüman bir ülkeydi değil mi?
Eşcinselliğin normalleşmesi için bazıları elinden geleni yapıyor. Bizler muhafazakar olduğunu inançlı olduğunu iddia edenler, bizler de bu gidişe "Dur" diyemiyorsak, hiç olmazsa yayılmasına destek olan gazete, dergi, haber sitesi medya organlarını takip ederek destek olmayalım.
"Bundan sonra nerede yazacaksınız?" diye çok soruluyor. Başka hiçbir yerle anlaşmadım. Zaten çocukaile.net sitemiz var, burada yazıyorum. Ayrıca elimde bitirmem gereken iki kitap var. Öncelikle onları bitirmek istiyorum.
Belki daha sonra inancımıza uygun, ölçülere dikkat eden bir haber sitesinde yazmayı düşünebilirim. Şimdi sadece www.cocukaile.net sitemizde yazacağım. Yazılarımı okuyan ve destek olan tüm okurlarıma teşekkür ediyorum.
Sema Maraşlı www.cocukaile.net
Not 1: Haber 7 yi bırakmamın aynı sitede yazan Esra Elönü ile hiçbir alakası yoktur. Konuyu ona bağlayanlar olmuş, onunla ilgili hiçbir durum olmadı.
Bazı yerlerde haber 7 den atıldığım yazılmış o da olabilirdi Hak davası güdenler başlarına gelecekleri de göze alırlar fakat öyle olmadı, öyle olsaydı da bu benim için bir eksi olmazdı şeref olurdu.
Not 2: Bu yazının başlığı "Daha Nelere Alışmamız Lazım" dı fakat Haber 7 yi bırakma sebebimi merak edenler bu başlık altında yazının konu ile bağlantılı olduğunu bilemedikleri için merak edenlere kolaylık olsun diye yazı başlığını değiştirdim ve yazıya o zaman konuyu uzatmama babında yazmadığım bir kaç bilgiyi de ekledim.
Not 3: 2012 mayıs ayında yazmışım bu yazıyı, şimdi tarih 10.07. 2019. Haber 7 nin eşcinsel görüntüleri 2011 İstanbul Sözleşmesi'ninden sonra yayınlaması bir tesadüf olamaz gibi geldi bana.
Yanlışlıkla başka bir haber sitesini mi açtım, diye gayri ihtiyari site adını kontrol ettim, doğruydu. Yazı ile ilgili haberi okumak için tıkladım, fotoğrafların devamı geldi. Diğer dudak dudağa erkek fotoğrafları. Nihayet haberi okuyabildim.
Manşetteki fotoğraftaki kişiler iki din adamı: Papa 16. Benediktus ile Mısır'ın El-Ezher Camii İmamı Ahemd El-Tayyip. İtalyan Benetton firması tarafından reklam için fotomontajla öpüşüyormuş gibi gösterilmiş. Diğer fotoğraflarda erkekler de farklı ülkelerin siyası liderleri. Vatikan firma aleyhine dava açmış ve firma reklamı çekmek ve özür dilemek zorunda kalmış.
Bu olayın bir haber değeri olabilir; fakat bunu muhafazakar bir haber kanalının iki din adamını manşetten kocaman fotoğraflarla dudak dudağa, gerçekten ve pek bir istekle öpüşüyormuş gibi göstermesi bence kabul edilebilir bir şey değil. İlla fotoğraf yayınlamaları gerekiyorsa fotoğrafı daha küçük ve sansürleyerek verebilirlerdi.
Haber 7 nin montajla oluşturulmuş o çirkin fotoğrafları yayınlaması beni fazlasıyla üzdü ve tepki verme ihtiyacı durdum. Orada dursaydım büyük bir yanlışı kabul etmiş ve desteklemiş olacaktım. Önce inancıma, sonra kendime, sonra da "Sizi okumak için Haber 7 yi takip ediyoruz" diyen okurlarıma saygısızlık etmiş olacaktım.
Sevdiklerimle istişarelerden sonra bırakmaya karar verdim. Önce Haber 7 nin yayın yönetmeni İbrahim Erdoğan'a sebebini açıklayarak artık Haber 7 de yazmayacağımı bildiren bir e-posta gönderdim arkasına twitter ve facebook ile okurlarıma duyurdum.
İbrahim bey beni aradığında da ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım. İbrahim bey yaptıklarının yanlış olduğunu kabul etmek yerine, yaptıklarını savunmayı ve beni eleştirmeyi tercih etti. İbrahim beye "Siz çocuklarınızla hiç rahatsız olmadan o fotoğraflara bakabiliyor musunuz?" diye sordum.
İbrahim bey, soruma cevap vermeyerek başka bir savunmaya geçti.
"Kendinizi çok mu dindar zannediyorsunuz, o fotoğrafı siteye koyan kişi hâfız." dedi.
"Günah işleyen kişinin hâfız ya da hoca olması onun günah olduğunu değiştirmez ve günahı dindar görünümlü kişiler işliyor, diye ben bunu kabul edemem." dedim.
İbrahim beye göre ben iyi bir yerden yazma teklifi almıştım ve giderken de haber 7 ye kara çalıp gidiyordum, yaptıkları ona göre hata sayılmadığı için. Ve tatsız bir şekilde telefon kapandı.
Gerek İbrahim beyin, gerekse bazı okurların bu fotoğraflara verdiğim tepkiyi fazla bulmaları ve altında başka bir sebep olup olmadığını merak etmelerine şaşırdım. Bir şeye tepki göstermemiz için illa kendi menfaatimiz mi olması lazım? Allah için yapılıyor olması neden bu kadar inanılmaz geliyor bazılarına?
Ya da bu kadar mı unuttuk inancımız için bazı şeylerden vazgeçmeyi de bu kadar şaşkınlıkla karşılandı? Hani müminler olarak iyiliği emretmek ve de kötülükten vazgeçirmek gibi bir görevimiz vardı. Ona ne oldu?
Ben haber 7 de yazmaktan memnundum ve yazılarım çok da okunuyordu. Yüzbinden fazla okunan yazılarım vardı. İnancımıza ters öyle bir fotoğraf yayınlanmış olmasaydı yazmaya da devam edecektim. Fakat benim için yazılarımın çok okunması değil Hak'ın rızası önemli. Çok okunmasını sadece faydalı olma niyeti ile isterim.
Menfaat hesabı yapmadan inancımın ardında durmayı kendime hep şiar edinmeye gayret ettim, Rabbim doğru yolda ayaklarımı sabit kılsın.
Bu fotoğrafların yayınlaması öncelikle iki din adamına saygısızlık. Onları homoseksüel gibiymiş gösterdiği için. Firma hristiyanlardan gelen aşırı tepki üzerine özür dilemiş, tabii kötülüğü bir kez yaymış oldu.
Fotoğrafları yayınlayarak yayanların da özür dilemesi gerek. Hem onlardan hem okuyuculardan.
Dünyada eşcinsel ilişkiler normalleştirilmeye çalışılıyor. Firmanın reklamda iki din adamını da kullanması sadece dikkat çeken reklam yapma arzularından kaynaklanmıyor. Herkesin bildiği şey dünyada ve ülkemizde de modacıların çoğu gay. Reklamda din adamlarının kullanılması öncelikle çocuklara, gençlere "Bakın erkek erkeğe ilişki kötü değil, din adamları da yapabilir, dinin kabul ettiği bir şey, hem eşcinsel hem dindar olabilirsiniz" mesajı vermek gibi iğrenç bir emel taşıdıklarını anlamamak mümkün değil.
Din adamlarını eşcinsel göster, görenin beyninde nasıl olsa bir iz kalır mantığı ile reklamın hazırlandığı çok belli. Tepki göreceklerini ve reklamı geri çekeceklerini İtalyan'lar da baştan gayet iyi biliyorlardır. Fakat bu arada bu görüntüler ile kaç zihne girsek karlıyız mantığı güdülmüş olmalı.
Dinimiz eşcinsel ilişkilere nasıl bakıyor? Bu konuda bir hoşgörü var mı? Varsa biz de ona göre bakalım!
Kur'an-ı Kerim de "Araf suresi 80- 81" ayeti kerimesinde:
"Lût' da vaktiyle, kavmine demişti ki: “Sizden önceki âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir fuhşu mu yapıyorsunuz?”
“Siz, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere varıyorsunuz. Doğrusu siz haddi aşan, azgın bir kavimsiniz.”
Allah Resulü' de bu konuda şöyle buyuruyor:
“Lût kavminin işini (cinsî sapıklık/homoseksüellik) yapana Allah lânet etsin!” (Ahmed bin Hanbel, I/309; Tirmizî,)
“Ümmetim için korktuğum şeylerin en korkunç olanı, Lût kavminin ameli olan çirkin ilişkidir.” (Tirmizî)
Geçmişte pek çok kavim homoseksüel ilişkiler yüzünden helak olmuştur. İtalya' daki Pompei şehrinde taşa kesilmiş insanlar aleme ibret olarak olduğu gibi dururken, İtalyanların hiç ders almayıp hâlâ sapkın ilişkileri artıracak çalışmalar yapmaları da ayrıca ilginç.
Avrupa' da bu sapkın ilişkiler hızla yayılmakta. Sıra İslam ülkelerine gelmiş olmalı. Son dönem televizyonlarda yemek ve giyinme ile ilgili programlarda, dizilerde; gayler ekran başındakilere sevdirilmekte ve normalleştirilmeye çalışılmakta.
En çok izlenen sabah programlarının birinde erkek modacı çıkmış birlikte yaşadığı erkeğe nasıl naz yaptığını, nasıl hediye aldırdığını anlatmış ve herkes eğlenerek izlemiş. Program yapan gayler var. Yazıklar olsun. Ekran başında kaç çocuk, kaç genç izliyor onları.
Bursa Milletvekili Aykan Erdemir 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı münasebetiyle gerçekleştirdiği konuşmasında LGBT gençler yani lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel ve travestilerin yaşamını kolaylaştıracak politikalar üretilmesini talep etti.
CHP milletvekili Şafak Pavey lezbiyen kadınların hikayelerinin anlatılacağı "Kadın Kadına Öykü Yarışması"nın jüri onur üyeliğini yapacakmış. Burası Müslüman bir ülkeydi değil mi?
Eşcinselliğin normalleşmesi için bazıları elinden geleni yapıyor. Bizler muhafazakar olduğunu inançlı olduğunu iddia edenler, bizler de bu gidişe "Dur" diyemiyorsak, hiç olmazsa yayılmasına destek olan gazete, dergi, haber sitesi medya organlarını takip ederek destek olmayalım.
"Bundan sonra nerede yazacaksınız?" diye çok soruluyor. Başka hiçbir yerle anlaşmadım. Zaten çocukaile.net sitemiz var, burada yazıyorum. Ayrıca elimde bitirmem gereken iki kitap var. Öncelikle onları bitirmek istiyorum.
Belki daha sonra inancımıza uygun, ölçülere dikkat eden bir haber sitesinde yazmayı düşünebilirim. Şimdi sadece www.cocukaile.net sitemizde yazacağım. Yazılarımı okuyan ve destek olan tüm okurlarıma teşekkür ediyorum.
Sema Maraşlı www.cocukaile.net
Not 1: Haber 7 yi bırakmamın aynı sitede yazan Esra Elönü ile hiçbir alakası yoktur. Konuyu ona bağlayanlar olmuş, onunla ilgili hiçbir durum olmadı.
Bazı yerlerde haber 7 den atıldığım yazılmış o da olabilirdi Hak davası güdenler başlarına gelecekleri de göze alırlar fakat öyle olmadı, öyle olsaydı da bu benim için bir eksi olmazdı şeref olurdu.
Not 2: Bu yazının başlığı "Daha Nelere Alışmamız Lazım" dı fakat Haber 7 yi bırakma sebebimi merak edenler bu başlık altında yazının konu ile bağlantılı olduğunu bilemedikleri için merak edenlere kolaylık olsun diye yazı başlığını değiştirdim ve yazıya o zaman konuyu uzatmama babında yazmadığım bir kaç bilgiyi de ekledim.
Not 3: 2012 mayıs ayında yazmışım bu yazıyı, şimdi tarih 10.07. 2019. Haber 7 nin eşcinsel görüntüleri 2011 İstanbul Sözleşmesi'ninden sonra yayınlaması bir tesadüf olamaz gibi geldi bana.
124 Yorum Yorum Yaz