İçimizdeki Mücadeleyi Kim Daha Çok Kazanıyor?
- 22-06-2018
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı
Eûzubillâhimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm.
Kovulmuş olan şeytandan Allah’a sığınırım.
Rahmetten kovulmuş şeytanın varlığını da, bizi rahmete çağıran meleğin varlığını da unutuyoruz genellikle. Melek ve şeytanın sıfatları hepimizde mevcut.
Nefsimiz melek ve şeytan sıfatlarımızla mücadele halinde. İçimizde iyinin ve kötünün mücadelesi her daim devam etmekte.
Biri şehadete, biri küfre çağırıyor.
Biri nura, biri ateşe çağırıyor.
Biri şükre, biri şikayete çağırıyor.
Biri cennete, biri cehenneme çağırıyor.
Her çağrıya verdiğimiz cevap ile meleklerimizi ya da şeytanlarımızı doğuruyoruz. Hangi çağrıya daha çok cevap veriyorsak içimizde melek yönümüzü ya da şeytani tarafımızı güçlendiriyoruz.
Ve ahiretten önce kendi içimizde cenneti ya da cehennemi yaşıyoruz.
İçimizde cenneti bulamayınca da suçlu arıyoruz. Onun yüzünden, bunun yüzünden deyip faturayı hep başkalarına kesiyoruz. Öfkemizle, kinimizle, kibrimizle kısacası negatif duygularımızla doğurduğumuz şeytanlarımız bizi mutsuz ediyor içimizde cehennemi yaşatıyor olabilir mi?
İçimizi kabartan her ses şeytandandır. Çünkü o mütekebbirdir.
İçimize huzur sukunet neşe veren her ses meleğimizdendir.
Meleklerimiz;
Allah’a
Sevgiye, merhamete, cömertliğe…
İyiliğe çağırır.
Şeytanlarımız ise,
Kibir, haset, fesat, kin, gurur, nefret…
Kötülüğe çağırır.
Bazen kendi şeytanlarımıza bazen başkalarının şeytanlarına uyarız. Şeytanı çok dinlersek şeytanlaşabiliriz Allah korusun.
En büyük tehlike içimizdeki şeytanın sesini, kendi sesimiz zannetmek ve onun peşine düşmektir.
İbadetlerimi yaşlanınca yapacağım.
Onu affetmeyeceğim.
Bana bunu yapamazsın.
Sen kimsin!
Düşüncesizin tekisin.
Ay ne kadar çirkin birisi.
Bu çok berbat olmuş.
Bak ben senden bunun acısını nasıl çıkarıyorum, seni nasıl rezil ediyorum…
Ben öyle istiyorum…
Diyen ses bizim sesimiz değil, şeytanı sesidir. İsteyen ben değil, şeytandır. Bu ses düşmanımızın sesi, bu ses ateşin sesi.
Bu ses karşımızdan geliyorsa ona "sesini kes" diye bağırmak yerine "şeytanın sesini biraz kısabilirsen beni duyabilirsin" diyebilsek sukûnetle.
"Sen kötüsün" demek yerine "içindeki mücadeleye dikkat et" diyebilsek ve kendimiz de hep dikkat edebilsek...
Ateş bizi çağırdığında ateşe atlayıp yanmasak su dökebilsek ne iyi olur değil mi?
Sevgili Peygamberimiz:
"Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın." Buyuruyor.
Ateş bizi çağırdığında biz de itfaiyeyi çağıralım:)
İki kişi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın huzurunda küfürleşirler. Resûlullah efendimiz:
"Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde zuhur eden öfke giderdi: 'Eûzu billâhi mineşşeytânirracim' buyurur."
Kaçımız öfkelendiğimizde aklımıza eûzu besmele çekmek geliyor. Öfkeyi söndürmezsek öfke önce bizi yakar.
Rabbimiz buyuruyor ki: “Kullarıma söyle: En güzel olan sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarına fesat sokar. Şeytan şüphesiz, insana apaçık bir düşmandır.”( İsra suresi: 53)
“Bir kısmını doğru yola iletti, bir kısmının üzerine sapıklık hak oldu. Çünkü onlar, Allah’ı bırakıp şeytanları dost ve önder edindiler, üstelik kendilerinin de hâlâ doğru yolda olduklarını sanırlar. (A’raf suresi:30)
Rabbimiz şeytanları önder ve dost edinmekten cümlemizi korusun. Sapkınlığa düşüp de kendini doğru yolda zannetmekten de muhafaza buyursun. Zira günahın farkında olmak da bir meziyettir.
İçimizde “ben ben” diye bağıran sesi kısıp, meleğin sesini duyabilmeyi Rabbim hepimize nasip eylesin.
Dışarıda düşman aramadan önce kendi içimizdeki düşmanları görebilmek lazım.
İçimizde bir iktidar savaşı var. Melek mi kazanacak şeytan mı?
Hangisini daha çok doğurursak, hangisinin ordusunu daha çok beslersek o kazanacak gibi duruyor.
Rabbim bu farkındalıkla yaşamayı ve meleklerimizi çoğaltmayı nasip etsin.
Kovulmuş olan şeytandan Allah’a sığınırım.
Rahmetten kovulmuş şeytanın varlığını da, bizi rahmete çağıran meleğin varlığını da unutuyoruz genellikle. Melek ve şeytanın sıfatları hepimizde mevcut.
Nefsimiz melek ve şeytan sıfatlarımızla mücadele halinde. İçimizde iyinin ve kötünün mücadelesi her daim devam etmekte.
Biri şehadete, biri küfre çağırıyor.
Biri nura, biri ateşe çağırıyor.
Biri şükre, biri şikayete çağırıyor.
Biri cennete, biri cehenneme çağırıyor.
Her çağrıya verdiğimiz cevap ile meleklerimizi ya da şeytanlarımızı doğuruyoruz. Hangi çağrıya daha çok cevap veriyorsak içimizde melek yönümüzü ya da şeytani tarafımızı güçlendiriyoruz.
Ve ahiretten önce kendi içimizde cenneti ya da cehennemi yaşıyoruz.
İçimizde cenneti bulamayınca da suçlu arıyoruz. Onun yüzünden, bunun yüzünden deyip faturayı hep başkalarına kesiyoruz. Öfkemizle, kinimizle, kibrimizle kısacası negatif duygularımızla doğurduğumuz şeytanlarımız bizi mutsuz ediyor içimizde cehennemi yaşatıyor olabilir mi?
İçimizi kabartan her ses şeytandandır. Çünkü o mütekebbirdir.
İçimize huzur sukunet neşe veren her ses meleğimizdendir.
Meleklerimiz;
Allah’a
Sevgiye, merhamete, cömertliğe…
İyiliğe çağırır.
Şeytanlarımız ise,
Kibir, haset, fesat, kin, gurur, nefret…
Kötülüğe çağırır.
Bazen kendi şeytanlarımıza bazen başkalarının şeytanlarına uyarız. Şeytanı çok dinlersek şeytanlaşabiliriz Allah korusun.
En büyük tehlike içimizdeki şeytanın sesini, kendi sesimiz zannetmek ve onun peşine düşmektir.
İbadetlerimi yaşlanınca yapacağım.
Onu affetmeyeceğim.
Bana bunu yapamazsın.
Sen kimsin!
Düşüncesizin tekisin.
Ay ne kadar çirkin birisi.
Bu çok berbat olmuş.
Bak ben senden bunun acısını nasıl çıkarıyorum, seni nasıl rezil ediyorum…
Ben öyle istiyorum…
Diyen ses bizim sesimiz değil, şeytanı sesidir. İsteyen ben değil, şeytandır. Bu ses düşmanımızın sesi, bu ses ateşin sesi.
Bu ses karşımızdan geliyorsa ona "sesini kes" diye bağırmak yerine "şeytanın sesini biraz kısabilirsen beni duyabilirsin" diyebilsek sukûnetle.
"Sen kötüsün" demek yerine "içindeki mücadeleye dikkat et" diyebilsek ve kendimiz de hep dikkat edebilsek...
Ateş bizi çağırdığında ateşe atlayıp yanmasak su dökebilsek ne iyi olur değil mi?
Sevgili Peygamberimiz:
"Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın." Buyuruyor.
Ateş bizi çağırdığında biz de itfaiyeyi çağıralım:)
İki kişi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın huzurunda küfürleşirler. Resûlullah efendimiz:
"Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde zuhur eden öfke giderdi: 'Eûzu billâhi mineşşeytânirracim' buyurur."
Kaçımız öfkelendiğimizde aklımıza eûzu besmele çekmek geliyor. Öfkeyi söndürmezsek öfke önce bizi yakar.
Rabbimiz buyuruyor ki: “Kullarıma söyle: En güzel olan sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarına fesat sokar. Şeytan şüphesiz, insana apaçık bir düşmandır.”( İsra suresi: 53)
“Bir kısmını doğru yola iletti, bir kısmının üzerine sapıklık hak oldu. Çünkü onlar, Allah’ı bırakıp şeytanları dost ve önder edindiler, üstelik kendilerinin de hâlâ doğru yolda olduklarını sanırlar. (A’raf suresi:30)
Rabbimiz şeytanları önder ve dost edinmekten cümlemizi korusun. Sapkınlığa düşüp de kendini doğru yolda zannetmekten de muhafaza buyursun. Zira günahın farkında olmak da bir meziyettir.
İçimizde “ben ben” diye bağıran sesi kısıp, meleğin sesini duyabilmeyi Rabbim hepimize nasip eylesin.
Dışarıda düşman aramadan önce kendi içimizdeki düşmanları görebilmek lazım.
İçimizde bir iktidar savaşı var. Melek mi kazanacak şeytan mı?
Hangisini daha çok doğurursak, hangisinin ordusunu daha çok beslersek o kazanacak gibi duruyor.
Rabbim bu farkındalıkla yaşamayı ve meleklerimizi çoğaltmayı nasip etsin.
6 Yorum Yorum Yaz