İdam Cezası Gelsin
- 16-02-2015
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı
Hükümet acilen idam cezasını geri getirmeli. Can ve mal güvenliğimiz tehlike altında. Her gün gazetelerde cinayet haberlerini üzüntü ve acı ile okuyoruz. En son Tarsus'ta 11 şubat günü evine dönmek için bindiği minibüste şoför tarafından kaçırılan Özgecan Aslan'ın vahşice öldürülüp yakılması hepimizin yüreğini yaktı. Allah (cc) ailesine sabır versin. Katiller yakalandı. Şimdi herkesin gözü cezada.
Öyle bir ceza verilmeli ki hem genç kızın ailesinin acısını azaltmalı hem de başkaları için caydırıcı olmalı. Ömür boyu da olsa hapis cezasının hiç bir caydırıcılığı yok. Caniler cezaevinde yiyip içip yatıyorlar. Bazı tecavüz suçluları cezaevi mahkumları tarafından öldürülüyor fakat bunun da toplum açısından caydırıcı bir etkisi yok. Sonuçta pek fazla duyulmuyor.
Oysa kanunda idam cezası olsa, suç işleyecek olanın gözünün önüne önce ipte kendi sallanan kafası gelse psikopat olmadıkça kişi suç işleyemez. Zaten cezaların amacı ceza değil, öncelikle suçtan vazgeçirmek olmalı. Bunun için de cezaların ağır olması gerekir ki suç işlemeye niyetlenen kişinin gözü korksun. Dinimizin de hükmü böyledir. Cana can, göze göz.
İdam cezası Avrupa ülkeleri tarafından uygar bir ceza olarak görülmeyip kaldırılmış. Sanki birine işkence etmek, öldürmek çok uygarca bir davranışmış gibi. İdam cezasını kaldıran ülkelerin çoğunda suç patlaması var ve bu ülkelere mevcut cezaevleri yeterli olmuyor. Amerika, Japonya, Çin ve bazı Arap ülkeleri de içinde olmak üzere 74 ülkede idam cezaları ise uygulanmaya devam ediyor.
Avrupa birliğine girme hevesimizden olsa gerek kaçırılan, tecavüz edilen öldürülen bunca masum insana rağmen idam cezası getirilmiyor. Biz Avrupa'nın kanunlarından hiçbir hayır görmedik. Katili içerde besleyen, yaşatan kanun hiç de medeni değil.
Özgecan'ın ölümünden sonra sosyal ağlarda idam cezası gelmeli diyen çok kişi var. Bence bu halka halka yayılmalı ve idam cezası gelmeli.
Yalnız idam cezası isteyenlerin çoğu "Kadına ve çocuğa kıyan öldürülmeli" diyor. Erkekler insan değil mi? Suç işleyen erkek olunca bu bütün erkeklerin mi suçu oluyor? Burada bir iki yüzlülük yok mu? O yakılan, öldürülen geç bir delikanlı da olabilirdi. O zaman "Zararı yok erkekmiş" mi diyecektik.
Neden bazı sapık ve cani erkeklerin günahı, bütün erkeklerin üzerine atılıyor? Bu memleketi korumak için karda kışta, dağlarda, sınırda bu vatanı bekleyenler askerler erkek değil mi? Bir tane öldüren erkeğin karşısında bin tane koruyan erkek var. Neden tecavüz ve cinayetler bütün erkekler üzerinde psikolojik baskı aracı olarak kullanılıyor? Suç suçluyu bağlar, cinsiyeti değil.
Biz kadınlar, sevgilisine kocasını öldürten kadınların, gelinini oğluna dövdürten, iftira atan, gelinin tırnaklarını söken, boşanmasına ya da öldürülmesine sebep olan kaynanaların, çocuğunu öldüren annelerin, cinselliğini kullanıp erkekleri tuzağa düşürüp parasını yiyip öldürten kadınların suçunu yüklenmiyorsak, erkekler de cani ve sapıkların suçunu yüklenmesinler. Bu bir cinsiyet meselesi değil ahlak ve maneviyat meselesidir. Bunun erkek iktidarı ile alakası yok. Bu tamamen maneviyatsızlık, ahlaksızlık.
Fakat kadın dernekleri bir kadın öldüğünde, bunu bir kadın meselesi haline getirip erkek düşmanlığına dönüştürüyorlar. Özgecan'ın cenazesini kadınlar taşıdı. Erkeklere el sürdürtmediler. Belki babası isterdi kızına son bir görev olarak tabutun ucundan tutmayı. Fakat o da erkek, dokunamaz. Normal mi bu? Yine Özgecan için yapılan yürüyüşlerde birinde kadınlar bir erkeği dövmüşler laf attı iddiasıyla. Bir yerde de arabasındaki bir adama saldırmışlar.
Kadın dernekleri Özgecan'ın katilleri için idam istemiyorlar. Onlar, en hafif suçta bile bütün erkeklere cezalar artırılsın, diyorlar. Chp milletvekili Aylin Nazlıaka, Özgecan'ın ölümünü protesto etmek için bir grup kadınla sokakta dans etti. Bu nasıl bir protestoysa. Sen bir vekilsin. Eğer üzüntünde samimi isen, git meclise, katilin hak ettiği cezayı bulması için idam cezası isteyen dilekçe ver. Kendi kızın olsaydı vahşice öldürülen gidip sokakta dans mı edecektin? Ya da oğlun öldürülseydi üzülmeyecek miydin?
Suçların ve cezaların ne zengini ne fakiri ne milliyeti ne de cinsiyeti olur. Herkes için adalet olmalı. Bir kadın da cinayet işlediyse idam edilmeli bir erkek de.
Hükümet artan şiddeti durdurmak için hem idam gibi ağır cezalar getirmeli hem de suçları önlemek için ahlaki ve manevi değerlerini yükseltecek çalışmalar yapmalı. Sadece okullara din dersi ile ilgili düzenlemeler yapmak yeterli değil. Yapacak çok şey var.
Bu arada son günlerde okullarda din dersi istemiyoruz diye çocuklarını okula göndermeyip yürüyüşe katan, birlikte protesto yapanlar aileler var. Bu protestocular dinin ne zararını görmüşler bir açıklasalar ya. Din kötülüğün anası olan alkolü yasaklar, zinayı, cinayeti, tecavüzü yasaklar. Özgecan'ın katillerinin Allah korkusu olsaydı, yaptıklarının cezasını ebedi hayatlarında en ağır şekilde ödeyeceklerine inansalardı ona ellerini sürebilirler miydi? Allah korkusu olmayan belki idamdan korkar. Daha çok canlar yanmadan hükümet acilen idam cezası getirmeli.
Öyle bir ceza verilmeli ki hem genç kızın ailesinin acısını azaltmalı hem de başkaları için caydırıcı olmalı. Ömür boyu da olsa hapis cezasının hiç bir caydırıcılığı yok. Caniler cezaevinde yiyip içip yatıyorlar. Bazı tecavüz suçluları cezaevi mahkumları tarafından öldürülüyor fakat bunun da toplum açısından caydırıcı bir etkisi yok. Sonuçta pek fazla duyulmuyor.
Oysa kanunda idam cezası olsa, suç işleyecek olanın gözünün önüne önce ipte kendi sallanan kafası gelse psikopat olmadıkça kişi suç işleyemez. Zaten cezaların amacı ceza değil, öncelikle suçtan vazgeçirmek olmalı. Bunun için de cezaların ağır olması gerekir ki suç işlemeye niyetlenen kişinin gözü korksun. Dinimizin de hükmü böyledir. Cana can, göze göz.
İdam cezası Avrupa ülkeleri tarafından uygar bir ceza olarak görülmeyip kaldırılmış. Sanki birine işkence etmek, öldürmek çok uygarca bir davranışmış gibi. İdam cezasını kaldıran ülkelerin çoğunda suç patlaması var ve bu ülkelere mevcut cezaevleri yeterli olmuyor. Amerika, Japonya, Çin ve bazı Arap ülkeleri de içinde olmak üzere 74 ülkede idam cezaları ise uygulanmaya devam ediyor.
Avrupa birliğine girme hevesimizden olsa gerek kaçırılan, tecavüz edilen öldürülen bunca masum insana rağmen idam cezası getirilmiyor. Biz Avrupa'nın kanunlarından hiçbir hayır görmedik. Katili içerde besleyen, yaşatan kanun hiç de medeni değil.
Özgecan'ın ölümünden sonra sosyal ağlarda idam cezası gelmeli diyen çok kişi var. Bence bu halka halka yayılmalı ve idam cezası gelmeli.
Yalnız idam cezası isteyenlerin çoğu "Kadına ve çocuğa kıyan öldürülmeli" diyor. Erkekler insan değil mi? Suç işleyen erkek olunca bu bütün erkeklerin mi suçu oluyor? Burada bir iki yüzlülük yok mu? O yakılan, öldürülen geç bir delikanlı da olabilirdi. O zaman "Zararı yok erkekmiş" mi diyecektik.
Neden bazı sapık ve cani erkeklerin günahı, bütün erkeklerin üzerine atılıyor? Bu memleketi korumak için karda kışta, dağlarda, sınırda bu vatanı bekleyenler askerler erkek değil mi? Bir tane öldüren erkeğin karşısında bin tane koruyan erkek var. Neden tecavüz ve cinayetler bütün erkekler üzerinde psikolojik baskı aracı olarak kullanılıyor? Suç suçluyu bağlar, cinsiyeti değil.
Biz kadınlar, sevgilisine kocasını öldürten kadınların, gelinini oğluna dövdürten, iftira atan, gelinin tırnaklarını söken, boşanmasına ya da öldürülmesine sebep olan kaynanaların, çocuğunu öldüren annelerin, cinselliğini kullanıp erkekleri tuzağa düşürüp parasını yiyip öldürten kadınların suçunu yüklenmiyorsak, erkekler de cani ve sapıkların suçunu yüklenmesinler. Bu bir cinsiyet meselesi değil ahlak ve maneviyat meselesidir. Bunun erkek iktidarı ile alakası yok. Bu tamamen maneviyatsızlık, ahlaksızlık.
Fakat kadın dernekleri bir kadın öldüğünde, bunu bir kadın meselesi haline getirip erkek düşmanlığına dönüştürüyorlar. Özgecan'ın cenazesini kadınlar taşıdı. Erkeklere el sürdürtmediler. Belki babası isterdi kızına son bir görev olarak tabutun ucundan tutmayı. Fakat o da erkek, dokunamaz. Normal mi bu? Yine Özgecan için yapılan yürüyüşlerde birinde kadınlar bir erkeği dövmüşler laf attı iddiasıyla. Bir yerde de arabasındaki bir adama saldırmışlar.
Kadın dernekleri Özgecan'ın katilleri için idam istemiyorlar. Onlar, en hafif suçta bile bütün erkeklere cezalar artırılsın, diyorlar. Chp milletvekili Aylin Nazlıaka, Özgecan'ın ölümünü protesto etmek için bir grup kadınla sokakta dans etti. Bu nasıl bir protestoysa. Sen bir vekilsin. Eğer üzüntünde samimi isen, git meclise, katilin hak ettiği cezayı bulması için idam cezası isteyen dilekçe ver. Kendi kızın olsaydı vahşice öldürülen gidip sokakta dans mı edecektin? Ya da oğlun öldürülseydi üzülmeyecek miydin?
Suçların ve cezaların ne zengini ne fakiri ne milliyeti ne de cinsiyeti olur. Herkes için adalet olmalı. Bir kadın da cinayet işlediyse idam edilmeli bir erkek de.
Hükümet artan şiddeti durdurmak için hem idam gibi ağır cezalar getirmeli hem de suçları önlemek için ahlaki ve manevi değerlerini yükseltecek çalışmalar yapmalı. Sadece okullara din dersi ile ilgili düzenlemeler yapmak yeterli değil. Yapacak çok şey var.
Bu arada son günlerde okullarda din dersi istemiyoruz diye çocuklarını okula göndermeyip yürüyüşe katan, birlikte protesto yapanlar aileler var. Bu protestocular dinin ne zararını görmüşler bir açıklasalar ya. Din kötülüğün anası olan alkolü yasaklar, zinayı, cinayeti, tecavüzü yasaklar. Özgecan'ın katillerinin Allah korkusu olsaydı, yaptıklarının cezasını ebedi hayatlarında en ağır şekilde ödeyeceklerine inansalardı ona ellerini sürebilirler miydi? Allah korkusu olmayan belki idamdan korkar. Daha çok canlar yanmadan hükümet acilen idam cezası getirmeli.
Not: "İdam cezası gelsin" diye www.cocukaile.net olarak imza kampanyası başlattık. İdam cezası gelmesini isteyenlerin desteklerini bekliyoruz. https://www.change.org/p/ba%C5%9Fbakan-ahmet-davuto%C4%9Flu-idam-geri-gelsin?just_created=true
11 Yorum Yorum Yaz