Kadın mı Güçlendi Nefsi mi?
- 16-08-2019
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı
Kadın hareketi ile kadın kimliği erozyona uğradı. Bereketli bir toprağın yerinden kayıp kendine ait olmayan bir yere yığılıp kalması gibi kadınlar da erkeklere ait topraklara yığılıp kaldılar.
Kadınlar ne erkek ne de kadın olabiliyorlar. İç çatışmalarının, huzursuzluklarının sebebini yine erkeklere bağlıyorlar ve erkek düşmanlığından besleniyorlar.
"Feminizm erkek düşmanlığı değildir" diyen feministlerin en çok kullandığı sloganlarına bakarsak ne yaptıkları çok net görülüyor:
“Özgürlük evlilikten güvenli-Kalbi kırılan bütün kadınların hesabını soracağız-Erkeklik öldürür -Erkeklere ölüm-Kadın kadındır, çiçek baban-Koca ne ayol?-Erkekleri öldüreceğiz hazır olun -Erkliği sökeceğiz-Akşama yemekte zıkkımın kökü var-Eşitlik yoksa aşk da yok…”
İyi ki feminizm erkek düşmanlığı değilmiş, erkek düşmanlığı olsa ne yaparlardı acaba? Sloganları tamamen faşist, cinsiyetçi, düşmanlık ve nefret odaklı.
Kadınlığın güzelliğinden habersiz, kadın doğmuş kadın olamamış kadınlar, nefret söylemiyle güya kadın hakları savunuyorlar.
Cinsi latifi “Cinsi sopa” yaptılar yine de yetmedi, iyice yok etmeye çalışıyorlar.
Kadınların çoğu feminizmi sevdiler çünkü feminizm nefse hitap ediyor ve kadının egosunu besliyor. Hep haklı olan kadın, hep alacaklı olan kadın. Feminizm kadınların zaaflarından çok iyi besleniyor.
Feminizm kadını değil, kadının nefsini güçlendiriyor. Güçlenen nefis iktidar istiyor. Güçlenen nefis kapitalist sisteme hizmet ediyor.
Feministler iyi çalıştı bunu takdir etmek lazım. Dağın başındaki köyde yaşayan Güllü Teyzeye bile ulaştılar, feminizmin ne olduğunu bilmeden onu bile feminist yapmayı başardılar. Güllü teyzeler, Zeynep analar bile feminist oldu. Kadınların büyük çoğunluğu hakkının yendiğine inanıyor. Fakat kendileri erkeklerin haklarını yiyip yemediklerini hiç düşünmüyorlar. Cinsiyetler savaşı küçük büyük her yerde yaşanıyor.
Modern dünyanın oyunları kadınların üzerine oynanır. Ne doğurtulmak isteniyorsa o aşılanır.
Her kadın anadır; muhakkak doğurur. Kadın; insanı doğurur, toplumu doğurur, iyiliği doğurur...
İyiliği doğurmazsa kötülüğü doğurur. İlla doğurur.
Kadınlar uyanık olmalı, nefreti ve kötülüğü değil; sevgiyi, iyiliği, hayrı ve bereketi doğurmalıdır ki hem Yaratıcı'sına isyankar olmasın hem de yaratılış gerçekliğine aykırı yaşamasın.
Sema Maraşlı "Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil" kitabından bir bölüm.
Kadınlar ne erkek ne de kadın olabiliyorlar. İç çatışmalarının, huzursuzluklarının sebebini yine erkeklere bağlıyorlar ve erkek düşmanlığından besleniyorlar.
"Feminizm erkek düşmanlığı değildir" diyen feministlerin en çok kullandığı sloganlarına bakarsak ne yaptıkları çok net görülüyor:
“Özgürlük evlilikten güvenli-Kalbi kırılan bütün kadınların hesabını soracağız-Erkeklik öldürür -Erkeklere ölüm-Kadın kadındır, çiçek baban-Koca ne ayol?-Erkekleri öldüreceğiz hazır olun -Erkliği sökeceğiz-Akşama yemekte zıkkımın kökü var-Eşitlik yoksa aşk da yok…”
İyi ki feminizm erkek düşmanlığı değilmiş, erkek düşmanlığı olsa ne yaparlardı acaba? Sloganları tamamen faşist, cinsiyetçi, düşmanlık ve nefret odaklı.
Kadınlığın güzelliğinden habersiz, kadın doğmuş kadın olamamış kadınlar, nefret söylemiyle güya kadın hakları savunuyorlar.
Cinsi latifi “Cinsi sopa” yaptılar yine de yetmedi, iyice yok etmeye çalışıyorlar.
Kadınların çoğu feminizmi sevdiler çünkü feminizm nefse hitap ediyor ve kadının egosunu besliyor. Hep haklı olan kadın, hep alacaklı olan kadın. Feminizm kadınların zaaflarından çok iyi besleniyor.
Feminizm kadını değil, kadının nefsini güçlendiriyor. Güçlenen nefis iktidar istiyor. Güçlenen nefis kapitalist sisteme hizmet ediyor.
Feministler iyi çalıştı bunu takdir etmek lazım. Dağın başındaki köyde yaşayan Güllü Teyzeye bile ulaştılar, feminizmin ne olduğunu bilmeden onu bile feminist yapmayı başardılar. Güllü teyzeler, Zeynep analar bile feminist oldu. Kadınların büyük çoğunluğu hakkının yendiğine inanıyor. Fakat kendileri erkeklerin haklarını yiyip yemediklerini hiç düşünmüyorlar. Cinsiyetler savaşı küçük büyük her yerde yaşanıyor.
Modern dünyanın oyunları kadınların üzerine oynanır. Ne doğurtulmak isteniyorsa o aşılanır.
Her kadın anadır; muhakkak doğurur. Kadın; insanı doğurur, toplumu doğurur, iyiliği doğurur...
İyiliği doğurmazsa kötülüğü doğurur. İlla doğurur.
Kadınlar uyanık olmalı, nefreti ve kötülüğü değil; sevgiyi, iyiliği, hayrı ve bereketi doğurmalıdır ki hem Yaratıcı'sına isyankar olmasın hem de yaratılış gerçekliğine aykırı yaşamasın.
Sema Maraşlı "Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil" kitabından bir bölüm.
5 Yorum Yorum Yaz