Kadına Şiddet 7 (Erkekten Kadına Şiddet)
- 27-04-2015
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı
Erkekler, kadınlardan çok daha güçlü ve kuvvetli yaratılmışlardır. Erkekler, kadınlardan iki kat daha fazla kaslara sahip oldukları gibi kemik yapıları da kadınlardan daha kuvvetlidir. Bu güç ve kuvvetin yanında Allah erkeklere sahip çıkma ve koruma saiki de vermiştir. Vatanı ve aileyi koruyup kollayacak olan onlardır. Elinde güç olması erkeği şiddet yanlısı yapmaz.
Öyleyse korumacı yaratılan erkeğin şiddete yönelmesinin altında ne gibi sebepler var? Temel bir kaç sebebe bakarsak:
Cinnet: Alkol, uyuşturucu ve ağır psikolojik rahatsızlıklar sebebi ile olan şiddet var.
Acziyet: Şiddet acizliğin bir göstergesidir. Kendini kontrol edememenin ve karşısındaki ile iletişim kuramamanın, aşağılık duygusunun, güvensizliğin, kendini ifade edememenin getirdiği acizlik neticesi elinden başka bir şey gelmeyen erkek, fiziki şiddete yönelebilir.
Ahlak bozukluğu: Allah Resûl'ü "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." buyuruyor. "Etik değerler" denilen "imansız ahlak" gerçek ahlak değildir. Allah'a inanan, âyet-i kerîme de buyrulduğu gibi "zerre iyiliğin mükafatını göreceğini, zerre kötülüğün de hesabını vereceğini" bilen insan ne karısına zulmeder ne de başkalarına.
Ahlakın anası merhamettir. Merhametli insan kimseyi aldatmaz, hırsızlık yapmaz, zulmetmez, can acıtmaz. İnsana da hayvana da doğaya da iyi davranır. Günümüzün en büyük problemlerinden biri merhamet eksikliği. Çok merhametsiz bir nesil yetişiyor. İletişim uzmanları bu çağı "Narsisizm Çağı" yani "Bencillik Çağı" diye tanımlıyorlar.
"Şiddet arttı" deniliyor; fakat ufukta beliren şiddet ise çok daha büyük görünüyor. Engelli ya da hasta arkadaşları ile alay eden, zalimliği meziyet zanneden, gözünü vurmalı kırmalı, öldürmeli oyunlardan alamayan, aileleri tarafından sürekli pohpohlanan, vermeyi öğrenememiş hep almaya alışmış, sınav sistemi yüzünden her daim rekabet içinde büyüyen çocuklar ve gençler büyüyüp bir aile kurdukları zaman, hayatın zorluklarını gördüklerinde o zaman göreceğiz şiddetin asıl boyutlarını. Bu bencil yetişen neslin ne kadar merhametsiz olabileceği o zaman daha iyi ortaya çıkacak.
Bencil kişi merhametsizdir, sadece kendini düşünür ve kendi dışında kimseye acıması yoktur. Varsa yoksa kendi mutluluğudur. Bilmez ki kişi başkalarını mutlu etmeden kendi mutlu olamaz. Bu ilahi bir kaidedir.
Bir erkek "onu niye öyle yaptın, yemek niye hazır değil, ev niye temiz değil, bana niye cevap verdin..." gibi sebeplerle karısını dövüyorsa öncelikle ciddi bir ahlak problemi var demektir. "Kadınları döven sizin hayırlılarınız değildir." buyuran Allah Resûl'ü hiçbir hanımına tek bir fiske vurmamıştır.
Kadına yönelik şiddet Batı toplumlarında hep vardı. Kadın hep ezilmiş, aşağılanmıştı. Batı toplumları erkek şiddetini bitirmenin yolunun kadını yüceltmek ve kadınlara hak vermek olduğunu zannetti fakat şiddette bir azalma olmadı. Bu kez erkeklere ağır cezalar getirdiler fakat yine de şiddeti azaltamadılar. En medeni denilen ülkeler en yüksek şiddet oranına sahipler. Yanlış yolda gittikleri için cinsiyetler arası bir savaşa sebep oldular.
İslam toplumlarında şiddet çok azdır. Olan şiddet ise toplumsal bir problem değil ancak bireysel ve ahlaki zafiyettendir. Genel toplum yapısında bizim ecdadımız, kadınlara; eş, anne, evlat olarak değer vermiş, baş tacı etmiştir.
Günümüzde artan şiddetin sebepleri ise kadını ve erkeği ile toplum olarak ahlaki zafiyete düşmemiz yüzündendir. Bu yüzden şiddeti azaltmanın yolu Batı toplumlarının yaptığı gibi kanun yolu ile erkeği korkutmak, psikolojik baskı uygulamak ve ağır cezalar vermek değildir. Öfkeli insanın gözü ne kanun görür ne de polis.
Şiddeti azaltacak en önemli şey ahlaki seviyeyi yükseltmek, Allah Resûl'ünün ahlakı ile ahlaklanmaktır. Kadınlar, kocalarına saygılı davranırlarsa, erkekler de kavvamlığın sorumluluğunun farkında olup hanımlarına sevgi ve şefkat ile muamele ederlerse aile içi şiddet diye bir problemimiz zaten kalmaz. Tabii bunları yapacak kadını ve erkeği de aileler yetiştirecek. Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren merhameti, erdemi, dürüstlüğü, iyiliği öğretmeliyiz. Bir araştırma yapılsa şiddetin dindar insanlar arasında en az seviyede olduğu görülür.
Alkolün yasaklanması, cinnete sebep olan etkenleri azaltmak, ruh hastalıklarının tedavisini inanç ve bilimle birlikte yapmak, iletişim ve öfke kontrolü konusunda bilinçlenmek, çocuk eğitiminde doğru metotlar gibi şiddeti azaltacak yollarla şiddet ancak azalabilir.
Erkekler şiddet yanlısı değil, korumacı yaratılmışlardır. Şiddet uygulayan erkek, erkek olduğu için değil insanlıktan çıktığı için şiddet uygular. Şiddet "kadına yönelik şiddet" adı altında çalışarak bitmez. Toplumda şiddet seviyesi yükselmişse, kadına yönelik şiddet de artmıştır. Bunlar birbirinden bağımsız şeyler değildir.
Bu yüzden şiddeti "Kadına Yönelik Şiddet" başlığından çıkarıp "Toplumda Merhamet Eğitimi" başlığında ahlaki eğitimlere çevirirsek ancak o zaman hem toplum adına hem de aile ve kadın adına güzel gelişmeler olur.
Öyleyse korumacı yaratılan erkeğin şiddete yönelmesinin altında ne gibi sebepler var? Temel bir kaç sebebe bakarsak:
Cinnet: Alkol, uyuşturucu ve ağır psikolojik rahatsızlıklar sebebi ile olan şiddet var.
Acziyet: Şiddet acizliğin bir göstergesidir. Kendini kontrol edememenin ve karşısındaki ile iletişim kuramamanın, aşağılık duygusunun, güvensizliğin, kendini ifade edememenin getirdiği acizlik neticesi elinden başka bir şey gelmeyen erkek, fiziki şiddete yönelebilir.
Ahlak bozukluğu: Allah Resûl'ü "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." buyuruyor. "Etik değerler" denilen "imansız ahlak" gerçek ahlak değildir. Allah'a inanan, âyet-i kerîme de buyrulduğu gibi "zerre iyiliğin mükafatını göreceğini, zerre kötülüğün de hesabını vereceğini" bilen insan ne karısına zulmeder ne de başkalarına.
Ahlakın anası merhamettir. Merhametli insan kimseyi aldatmaz, hırsızlık yapmaz, zulmetmez, can acıtmaz. İnsana da hayvana da doğaya da iyi davranır. Günümüzün en büyük problemlerinden biri merhamet eksikliği. Çok merhametsiz bir nesil yetişiyor. İletişim uzmanları bu çağı "Narsisizm Çağı" yani "Bencillik Çağı" diye tanımlıyorlar.
"Şiddet arttı" deniliyor; fakat ufukta beliren şiddet ise çok daha büyük görünüyor. Engelli ya da hasta arkadaşları ile alay eden, zalimliği meziyet zanneden, gözünü vurmalı kırmalı, öldürmeli oyunlardan alamayan, aileleri tarafından sürekli pohpohlanan, vermeyi öğrenememiş hep almaya alışmış, sınav sistemi yüzünden her daim rekabet içinde büyüyen çocuklar ve gençler büyüyüp bir aile kurdukları zaman, hayatın zorluklarını gördüklerinde o zaman göreceğiz şiddetin asıl boyutlarını. Bu bencil yetişen neslin ne kadar merhametsiz olabileceği o zaman daha iyi ortaya çıkacak.
Bencil kişi merhametsizdir, sadece kendini düşünür ve kendi dışında kimseye acıması yoktur. Varsa yoksa kendi mutluluğudur. Bilmez ki kişi başkalarını mutlu etmeden kendi mutlu olamaz. Bu ilahi bir kaidedir.
Bir erkek "onu niye öyle yaptın, yemek niye hazır değil, ev niye temiz değil, bana niye cevap verdin..." gibi sebeplerle karısını dövüyorsa öncelikle ciddi bir ahlak problemi var demektir. "Kadınları döven sizin hayırlılarınız değildir." buyuran Allah Resûl'ü hiçbir hanımına tek bir fiske vurmamıştır.
Kadına yönelik şiddet Batı toplumlarında hep vardı. Kadın hep ezilmiş, aşağılanmıştı. Batı toplumları erkek şiddetini bitirmenin yolunun kadını yüceltmek ve kadınlara hak vermek olduğunu zannetti fakat şiddette bir azalma olmadı. Bu kez erkeklere ağır cezalar getirdiler fakat yine de şiddeti azaltamadılar. En medeni denilen ülkeler en yüksek şiddet oranına sahipler. Yanlış yolda gittikleri için cinsiyetler arası bir savaşa sebep oldular.
İslam toplumlarında şiddet çok azdır. Olan şiddet ise toplumsal bir problem değil ancak bireysel ve ahlaki zafiyettendir. Genel toplum yapısında bizim ecdadımız, kadınlara; eş, anne, evlat olarak değer vermiş, baş tacı etmiştir.
Günümüzde artan şiddetin sebepleri ise kadını ve erkeği ile toplum olarak ahlaki zafiyete düşmemiz yüzündendir. Bu yüzden şiddeti azaltmanın yolu Batı toplumlarının yaptığı gibi kanun yolu ile erkeği korkutmak, psikolojik baskı uygulamak ve ağır cezalar vermek değildir. Öfkeli insanın gözü ne kanun görür ne de polis.
Şiddeti azaltacak en önemli şey ahlaki seviyeyi yükseltmek, Allah Resûl'ünün ahlakı ile ahlaklanmaktır. Kadınlar, kocalarına saygılı davranırlarsa, erkekler de kavvamlığın sorumluluğunun farkında olup hanımlarına sevgi ve şefkat ile muamele ederlerse aile içi şiddet diye bir problemimiz zaten kalmaz. Tabii bunları yapacak kadını ve erkeği de aileler yetiştirecek. Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren merhameti, erdemi, dürüstlüğü, iyiliği öğretmeliyiz. Bir araştırma yapılsa şiddetin dindar insanlar arasında en az seviyede olduğu görülür.
Alkolün yasaklanması, cinnete sebep olan etkenleri azaltmak, ruh hastalıklarının tedavisini inanç ve bilimle birlikte yapmak, iletişim ve öfke kontrolü konusunda bilinçlenmek, çocuk eğitiminde doğru metotlar gibi şiddeti azaltacak yollarla şiddet ancak azalabilir.
Erkekler şiddet yanlısı değil, korumacı yaratılmışlardır. Şiddet uygulayan erkek, erkek olduğu için değil insanlıktan çıktığı için şiddet uygular. Şiddet "kadına yönelik şiddet" adı altında çalışarak bitmez. Toplumda şiddet seviyesi yükselmişse, kadına yönelik şiddet de artmıştır. Bunlar birbirinden bağımsız şeyler değildir.
Bu yüzden şiddeti "Kadına Yönelik Şiddet" başlığından çıkarıp "Toplumda Merhamet Eğitimi" başlığında ahlaki eğitimlere çevirirsek ancak o zaman hem toplum adına hem de aile ve kadın adına güzel gelişmeler olur.
2 Yorum Yorum Yaz