Sevgililer Günü

7_bEvliler günü yok, nişanlılar günü yok; fakat sevgililer günü var. Her ne kadar evliler de sevgililer gününü kutluyorsa da boş yere kendilerini aldatmasınlar, gün sevgililerin günü; sevenlerin günü değil.

Yani nikahsız birlikteliklerin günü. Evliliğin sorumluluğundan kaçan, fıtratındaki karşı cins arzusunu sorumluluk almadan, her an bırakabilme keyfiyeti ile yaşayanların günü. "Evlilik aşkı öldürür." sloganının ardına sığınıp, sevdiğinin yanında olmayışını şiirsel anlatımla maskelemeye çalışanların günü. Zinaya niyet edenlerin günü. Zinaya yaklaşanların günü. Evlilik yerine zinayı tercih edenlerin günü.

Peki bizim gibi Müslüman toplumların böyle günlere ihtiyacı var mıdır? Yoktur tabii ki; fakat galiba artık olacak. Neden? Batıyı bu kadar taklit ettiğimiz için günlerini de mecburen almamız gerekecek. "Daha modern olalım" diye batıdan aldığımız, evliliğin köküne kibrit suyu dökecek kanunlar olduğu sürece, daha çok ihtiyacımız olacak bu günlere. Gittikçe bu sorumsuzluk günü, zaruret gününe dönüşecek gibi. Neden mi?

Okurum Bilal bey batının bize sirayet etmeye başlayan durumunu çok iyi anlatmış:

"Amerika birleşik devletlerine staj yapmak için gitmiştim. Beraber çalıştığım 35-36 yaşlarında bir siyah arkadaşım, bir ara iki çocuğu olduğundan bahsetmişti. Sonra ben ona evliliklerle ilgili bir şey sorduğumda ‘ben evli değilim’ demişti. 'Bana iki çocuğum var, demiştin boşandın mı?’ diye sorduğumda ‘hayır’ dedi. Sonra da ‘Biz birlikte yaşıyoruz, evlenmek burada zengin insanların işi’ dedi. İlk önceleri anlayamamıştım; ama beyaz boşanmış bir Amerikalının karısına nafaka ödememek için çalışmadığını, bunun içinde haftada iki kez iş bulma kurumuna gittiğini görünce anladım.

Sonuç olarak Amerika da zenginler evlenip düzenli bir hayat kurarken, fakirler birlikte yaşıyorlardı. Eskiden Türkiye’de fakirler evlenir, düzenli hayat kurarken, bazı zenginler böyle birliktelikler yaşarlardı.

Ama artık Türkiye de de ekonomiyle ahlak birbirine linklenmeye başladı. Bakın mesela evlenmek gibi meşru bir şey ne kadar zor artık ülkemizde. Güzel bir ev tutacaksınız, iyi bir işiniz, iyi bir arabanız, düğün ve balayı paranız olacak. Eşiniz sizden ayrılınca maddi manevi bitmeyi göze alacaksınız…Diye gidiyor. Fakat gayri meşru ilişkilerde nedense bunlar aranmıyor. Bir çay bahçesi, bir-iki güzel muhabbet yetiyor. Bir medeniyetin batmak üzere olduğunu tam buradan anlarsınız. Meşru olan gayrimeşrudan kat kat zorsa, o medeniyet çöküyordur."

Bilal beyin anlattığı gibi, bu evlenme ve boşanma işi batıdan gelen kanunlarla erkek açısından bu kadar külfet haline gelmeye başlayınca erkekler evlenmek istemeyecekler; kızlar istedikleri halde evlenemeyecekler.

Sevgililik ayaklarına zina yaygınlaşacak. Artık küçücük cocukların bile sevgilileri var. Sevgilisi olmayan gençler utanıyorlar, tercih edilmeyen kişi olduklarını düşünüp. Sevmeyi bilmeyenler, sevgili olmayı öğreniyorlar.

Magazin programları hangi ünlü, kaçıncı kez sevgili değiştiriyor, artık yetişemiyor. Gençler ekran başında evliliğin sadece bir imza olduğunu ve nikahsız birliktelikler yaşayanların daha mutlu olduklarını anlatanları saf saf dinliyorlar. "Evlilik zaten zorlaştı, madem böyle de iyiymiş, evlenmeye ne gerek var." diye gençler evlilikten iyice soğuyorlar.

İşte bu durumda bize tek bir gün yetmez; sevgililer günü sayısını artırmak lâzım! Hükumetimizin yetkililerine buradan sesleniyorum! Ya boşanma ile ilgili kanunları düzeltin, evliliği kolaylaştırın, teşvik edecek çalışmalar yapın ya da sevgililer günü sayısını artırın, resmi bayram ilan edin isterseniz, zira böyle giderse nesiller zinadan çoğalacak! Hem belki daha modern görünürüz dışarıya karşı. Sonu ne mi olacak? Kimin umurunda?

 

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

20 Yorum Yorum Yaz

Şirpençe
15/02/2020
Kadın kocasına:
- Bugün sevgililer günü, hani benim tek taş yüzüğüm?

Adam:
-Önce bir namazımızı eda edelim inşa-Allah.

Cemaat olup birlikte namazlarını eda ettiler.
Sıra tesbihata gelmişti...

Adam, hanımının elini, avucunun içine aldı. Sağ elinin şehadet parmağıyla, hanımın parmak boğumlarına dokunarak tesbihatı çekmeye başladı. Bir yandan da hanımının yüzüne sevgiyle bakarak tebessüm ediyordu...

Namazdan sonra sevgi dolu bir ses tonuyla hanımına dedi ki:
-Tesbihat yaparken parmaklarına 99 defa dokundum ve tek taşdan daha kıymetli yüzükler taktım.

Bizler Müslümanlarız
ve
Bizim sevgimiz;
"A L E V D E N D İ R!"
ve
P A K E T L E N E M E ZZZ!!!

"ALINTIDIR"
Anonim
14/02/2017
Sema hanim,

Ben cok kotuyum, bildiginiz depresyona girecegim. 29 yasindayim, karsima cikan taliplerin görünümüne cok takiliyorum. Yok sarisin tipim degil, yok kisa boylu, yok söyle böyle....Bir tipe takilma aldi basina gidiyor. Kendim güzelmiyim hayir zerre kadar degil. Ama daha genc zamanlarim da cok hoslandigim bir cocuk vardi, o maalesef benden yana secimini yapmamisti. Ondan sonra bir ümitsizlik icine düstum, ciddi manada hayal kirikligi ve hala kendimi toparlamis degilim. Evlenecegim kisi ona benzemesini istiyorum, bir tuhaf istek.... Asamiyorum bu durumu, öteki taraftan da cok evlenmek istiyorum. Aslinda hala o birzamanlar hoslandigim kisinin ksmetim olmasini hala dua ediyorum, rabbim kaderimizi birlestirmesi icin. Hala salak salak bir bos ümidin icindeyim. Cevremiz ayri, yasadigimiz yer ayri, birbirimizle karsilasma imkani sifir. Ara ara karsima cikan cok güzel ah;akli taliplerimi ise tepiyorum.... Bir sekilde gónlüm isinmiyor, neden? Cünkü hala bir zamanlar hoslandigim gibi hoslanmak istiyorum. Kipirti olmasini istiyorum. Bu yasta olmamasi gereken istekleri, biliyorum....

Bir abla olarak tavsiyenizi almak ve duanizi istirham ediyorum. Tek dilegim gercekten gonlumun hosnut oldugu benim icin hayirli olan o kisiyle evlenmek yuva olmak....
Ymn
14/02/2017
Sema hanım kaleminize sağlık. Çok anlamlı ve günümüzü çok iyi özetleyen bir yazı olmuş. Teşekkür eder ve yazılarınızın devamını bekleriz.
zeynep
03/04/2012
yazılarınız yeni takip ediyorum gerçekten çok faydalı şeyler paylaştığınızı söylemek istiyorum. evet toplumu yozlaştırıyorlar bunu da insanları yavaştan uyuşturarak yapıyorlAR bi uyanmışsın ki bambaşka biri olmuşsun bu tür yazılarla insanların gözünü açmak lazım
ümmet dereli
01/03/2012
bir şeyi çok merak ediyorum acaba siz hangi ülkede yaşıyorsunuz norveç ya da hollanda gibi hayat standartlarının çok yüksek olduğu ülkeler olsa gerek çünkü ülkemizde nafakalar zaten kişinin maşına göre veriliyor. 2 bin 5 yüzlira alan bir erkeğin 2 çocuğa ödediği toplam nafaka tutarı 600 tl civarı tabi maaş düştükçe tutarda düşüyor. 600 tl bir kadının hayatta kalması için çok yeterli bir miktar değil mi hemde 2çocukla. hemde kiraların ilçelerlde bile 300 tl den başladığı bir ülkede. nafaka azaltılacakmış hiç vermeyelim o zaman. kadını alalım gençliğini heba edelim sövelim sayalım o da yetmesin analarımız da sövsün saysın yaptığını beğenmeyelim pişirdiğine burun kıvıralım sonra da 35 inde bırakalım 2çocukla ee 600 tl çok. bence bu kadının onuruna değil insanın onuruna tükürmek.kadınları insandan bile saymayan zihniyetten de ancak bu beklenir. isterseniz orta çağdaki gibi cadı diye yakalım tam olsun. dayak yese kadın suçlu, dirense kadın suçlu , ezilse suçlu, ses çıkarsa suçlu, bence sizler çok fazla hürrem sultan izlliyorsunuz. çünkü anlattığınız kadınlar onu anımsatıyor...
Alp
14/02/2017
Bosanmak bir suc degil. Sadece bosananlar bu isin sonucu. Bosandiktan sonra zaten baska bir evreye geciyorsunuz. Bosanmak bu kadar kolaylastirilmamali. Belki siz de bir daha dusunmek isterdiniz.

Yorum Yaz