Kadın Düşmanı Değilim


Son zamanlarda yazdıklarımla kadınları biraz rahatsız ettiğimi biliyorum. Çünkü "koca hakkı" gibi konular duymayı pek sevmediğimiz konular. Bir zamanlar ben de bu konuların açılmasını istemiyor, konuşulmasından rahatsız oluyordum. Bu yüzden bana kızan hanımları gayet iyi anlıyor ve onlara hiçbir kızgınlık duymuyorum.

Fakat bunları yazarken teşekkür eden, dua eden "Yazmaya devam edin, çok şey öğreniyoruz." diyen kadın okurlarıma haksızlık etmeyeyim. Onlara da teşekkür ederim.

Geçmişte sekiz yıl Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Kur'an Kursunda öğretmenlik yaptım. Bunun yedi yılında da Ramazan ayında kürsüdeydim. Yedi yıl da otuz gün pek çok konu anlattım, mukabelelere gelen hanımlara. Fakat bir tek gün, koca hakkı anlatmadım, işime gelmediği için:))

Tabi canım, ne koca hakkıydı önce onlar kadınları memnun etsinler değil mi ya? Böyle bakıyordum evliliğe.

Bu açıdan ben hem geçmişte yazdığım hataları bir bir yapan biri olarak, şimdi de evlilik eğitimlerim ve seminerlerimde hanımlarla birlikte olan, dertlerini dinleyen, aynı hataların tekrar edildiğini gören biri olarak hanımları uyarmayı kendime bir görev olarak görüyorum.

Nasıl olsa hanımları pışpışlayan, ezik edebiyatı yapan çok kişi var. Bırakın ben dobra dobra, eğip bükmeden doğruları söyleyeyim, belki faydası olur. Ezik kadın edebiyatı ile gelinen nokta son derece kötü. Evliliklere ve boşanmalara bakarak bunları gayet iyi görebiliyoruz.

Kuran kursu öğretmenliği yapmış ve Davranış Bilimleri okuyarak psikoloji dersleri de almış biri olarak, gelin hep birlikte bakalım dertlerimize. Hem dinimiz hem de psikolojik açıdan görelim halimizi.

Bu çağrım hem kadın hem erkek okurlarıma. Erkeklerin yapması gerekenler de var, onları da yazacağım inşallah. Daha önce de yazmıştım. Bunu erkek okurlarım kendileri istiyorlar gelen maillerde. "Sema Hanım yazın biz de hatalarımız görelim, yapmadıklarımızı bilelim." diye.

Yazılarımdan rahatsız olan hanımlara küçük bir tavsiyem var: Rahatsız olduğunuz yazıyı bir daha okuyun, yine rahatsız oluyorsanız bir daha okuyun, yine rahatsız oluyorsanız bir daha okuyun. Tâ ki rahatsız olmayana kadar. Tâ ki nefsi kırıp, sorunu kabul edip, çözene kadar.

Yazdıklarımdan rahatsız olmayan hanımlara ise; siz okuyun "geçin gidin" diyorum. Demek ki ya bu konuda hiç sorununuz yok, sizi tebrik ediyorum ya da hakkın söylenmesinden rahatsız olmayacak kadar insaflısınız. İki durumda da tebrik edilmeyi hak ediyorsunuz.

Kadınları rahatsız eden şey, yazdığım yazıları eşlerinin de okuyor olması; erkeklerin onların hatalarının farkına varması. Erkek okurlarımdan gelen maillerde şunu gördüm: Erkekler sorunları zaten gayet iyi görüyorlar. Kadınlar, eşlerinin sorunların farkında olmadığını sanıyorlar ve fena halde yanılıyorlar. Merak etmeyin ben yazmasam da onlar her şeyin farkındalar. Sadece konuşmuyorlar.

Erkek okurlarımdan gelen maillerde öyle durum tespitleri var ki. O beyefendinin karısına sorsan kocasının evlilik sorunları ile ilgilenmediğinden bahsedecektir; hatta farkında olmadığından. Erkekler sadece karısının hatasını kabul etmeyeceğinden ve sorunun çözümüne yanaşmayacağından emin olduğu için konuşmuyorlar.

Çünkü geçmişte bir kaç kez söylemiş, karısı asla hatasını kabul etmemiştir. Sonra da söylemeyi bırakmıştır. Erkekler biz kadınlar gibi elli kez aynı şeyi söylemiyorlar. Dert anlatmayı zaten sevmiyorlar.

Sadece bazen çok güvendikleri biri olduğunda paylaşıyorlar. Bu yüzden erkek okurlarımdan gelen mailler benim için durum tespiti açısından önemli. Kadın okurlarımdan gelen mailler de kadınları erkeklere daha iyi anlatmam açısından önemli.

Merak etmeyin hanımlar, kadın düşmanı değilim, tam aksi, seviyorum sizi. Sizleri sevdiğim için yazıyorum. Muhabbetli ailelerle hep birlikte daha güzel günlere ulaşalım diye... İki dünyamız da güzel olsun diye...

semamarasli@gmail.com


Bunlar da ilginizi Çekebilir

6 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz