Tatlıya Bağlayalım



Rabbime sonsuz hamdolsun.En son yazdığım kitabım:

"Gelin Kayınvalide İlişkilerini TATLIYA BAĞLAYALIM" dün matbaadan geldi, dağıtımı başladı. Kitapta Elti, görümce, kayınpeder ve çoğunluğu gelin-kayınvalide ilişkileri üzerine 33 hikaye var. 30 hikayeyi yeni yazdım. 3 hikayeyi de 3 ayrı evlilik kitabımdan birer tane gelin-kayınvalide ilişkileri üzerine olanları aldım. Kayınvalide konusu üzerine olan hikayeler hep bir arada olsun diye.

Hikayeler hep gerçek hayattan. Kayınvalide yazıları üzerine gelen e-postalardan seçtim çoğunu. Bir kısmını da birebir dinledim. Bazı hikayelere çözümler ekledim bazı hikayeler kendi başına çözüm kayınvalide sorunu yaşayanlara. "Eşim annemle geçinemiyor." diyen beylere ve "kayınvalideme sinir oluyorum" diyen hanımlara güzel kapılar açacak inşaallah. Rabbim faydalı kılsın.

Kitaptan bir de hikaye paylaşayım. Gerçek hayattan isimleri de aynı kalarak gelininden dinlediğim bir olay. Kayınvalide bu olaydan yedi ay kadar sonra rahmetli olmuş. Hayat da insan da küçük şeylerden büyük tatsızlıklar çıkarmayacak kadar kıymetli. Problemler her zaman vardır, yeter ki çözmeyi bilelim...

Beni Sev

Fikret su içmek için gece yarısı kalktığında salonda bir ıhlama sesi duydu. Işığı açtığında annesi küçücük kalmış bedeni ile koltuğun üzerinde ayaklarını karnına çekmiş, kuş gibi tünemiş oturuyordu. Bakışları da kızgın bir kartal gibiydi.

"Hayrola anne, hasta mısın?"

"Değilim hasta, köyüme döneceğim. Sabah gün ağarır ağarmaz beni otobüse bindir."

Fikret annesinin karşısına oturdu:

"İyiydin burada gitmek de nerden çıktı?"

"Karın beni kovdu, köyüme gideceğim."

Fikret çok şaşırmıştı. O güne kadar karısı Hacer ile annesi arasında ufak tefek şeyler sayılmazsa hiç büyük bir tatsızlık olmamıştı. Annesi yazın köye gider, kışın çoğu zaman onlarda kalırdı. Karısı kayınvalidesini pek sayar, severdi. Hacer işten gelir, kayınvalidesinin dizlerine yatar, "Annem, işte yoruldum, senin dizinde iyi dinleniyorum; biraz yatayım, sev beni." derdi.

Nazmiye Hanım köyde doğmuş büyümüş, zorluklar çekmiş, duygularını çok gösterebilen biri değildi fakat "anne" diye gelip dizlerine yatan, kendini sevdirmek isteyen gelinin saçlarını okşar, onunla sohbet ederdi. Fikret kendi görmemişti annesinden o sevgiyi. Karısı sevdiriyordu kendini.

Hacer'in kayınvalidesini kovduğuna inanmak zordu. Fikret "Eğer kovduysa çok büyük bir şey yaşanmış olmalı..." diye düşündü. Annesine ne kadar ısrar ettiyse gelini ile aralarında ne geçtiğini anlatmadı. Kendi anlatmadığı gibi "Bu mevzuyu karınla şimdi konuşma, ben köye gidince konuşursunuz." diye de oğluna talimat verdi.

Fikret çok şaşırmıştı. Gün aydınlanana kadar o da salonda oturdu fakat hiç konuşmadılar. Hacer kalkmadan önce de evden çıktılar, annesini otobüse bindirip gönderdi. Fikret eve döndüğünde Hacer yeni kalkmıştı. Annesi ile karısının arasında ne geçtiğini çok merak ediyordu. Hacer kayınvalidesinin küsüp gitmiş olduğuna inanamadı. Aralarında ciddi bir şey geçmemişti.

Akşam konuşurlarken kayınvalidesi "köyde oğlan tarafının geline yatak yapma âdeti olduğunu” söylemişti. Hacer de "Anne, madem öyle bir âdet vardı sen bana niye yatak yapmadın?"diye sormuştu. Nazmiye Hanım pek sinirlenmişti bu soruya. "Sanki ben yumuşak yataklarda yattım da sana mı yapmadım? Sen benim ne yokluklarda yaşadığımı bilmiyor musun ki bir de niye yatak yapmadın diye soruyorsun?” diye azarlamıştı gelinini.

Hacer söylediğine pişman olmuştu. "Şaka yaptım anne, öylesine söyledim..." falan dediyse de Nazmiye Hanım’ı ikna edememişti, sonra gidip yatmışlardı. Hacer kayınvalidesinin meseleyi bu kadar büyütüp "Beni kovdu..." diyecek kadar kızmış olduğuna inanamamıştı.

Fikret meseleyi karısından dinleyince "Neyse çok mühim değilmiş, gitsin biraz köyde dursun, siniri yatışınca gelir, üzerine düşmeyelim." dedi.

Fikret öğleden sonra iş yerinde çalışırken kız kardeşi aradı. "Ağabey bu nasıl iş? Karın annemi kovmuş." dedi. Fikret bir yanlış anlama olduğunu, annesinin küçük bir meseleyi büyüttüğünü anlattıysa da kız kardeşi "Karının tarafını tutma, annem ‘Kovdu.’ diyorsa kovmuştur, sen karına haddini bildir." deyip telefonu kapadı.

Fikret karısına güvenirdi; çünkü Hacer yalan söylemezdi, dobra dobra ve korkusuz bir kadındı. "Kovsaydı da kovdum derdi." diye düşündü. Köyden gelen telefonların ardı arkası gelmedi. Ertesi gün Fikret' in amcası, halası hepsi "Karın anneni evden kovmuş" diye aradı. Fikret olan biteni hepsine tek tek anlattı.

Fikret mevzu iyice uzamasın karısı ile annesi arasında tatsızlık büyümesin diye telefonları ona duyurmadı fakat Hacer'i de arayan işgüzarlar olmuştu. Hacer çok kızmış ve üzülmüştü. "Bir daha anneni görmek istemiyorum, bana bunu nasıl yaptı, beni bütün köye rezil etti, bir daha köye de gitmeyeceğim. Şimdi ben o insanların yüzüne nasıl bakarım?" diye kızdı, günlerce söylendi.

Fikret karısının sözleri karşısında sessiz kaldı. Biliyordu ki karısına ne söylese o kızgınken aksi tesir yapacaktı. "Susmak en iyisi..." diye düşündü. O sustukça Hacer'in kızgınlığı yavaş yavaş geçti. Kocasının bu meselede çok incindiğini fark etti.

Bu olanlardan bir ay sonra Hacer bir akşam Fikret'e :

"Annene kızgınlığım geçti. O şimdi kış vakti köyde perişandır. Anneni getir artık istersen." dedi.

Fikret oturduğu yerden ayağa kalktı, Hacer'i alnından öptü.

"Benim akıllı, düşünceli karım. Bir tanesin sen. Senden de bunu beklerdim. Sen benim başımın tacısın." dedi.

Fikret ertesi günü annesini getirmek için köye gitti. Annesi biraz nazlandı. "Aman ne işim var, gelin şimdi yüzünü asar, ben evimde iyiyim." dediyse de Fikret onun gelmek istediğini gayet iyi biliyordu.

Hacer akşam işten geldiğinde salonda oturan, çekingen çekingen kendine bakan kayınvalidesini görünce sevinç çığlığı ile karşıladı: "Aman benim annem gelmiş!" diye kucakladı, elini öptü. Yine yattı dizlerine, kayınvalidesi saçlarını okşarken o gün yaşadıklarını anlattı.

İki kadın eskisi gibi, o tatsız hadise hiç yaşanmamış gibi devam ettiler hayatlarına. Fikret de annesi ile karısının arasında kalan - kaç milyonuncu erkekten - biri olmaktan kurtulduğu için çok mutluydu.

" Gelin-Kayınvalide İlişkilerini Tatlıya Bağlayalım" kitabından

Not: Kitabı kitapçılardan temin edebilirsiniz. Kitapçıda yoksa sipariş ederseniz getirirler. Ayrıca internette kitap satış sitelerinden alabilirsiniz.

Diğer kitaplarımdan da almak isterseniz Moral Fm son üç kitabı set yaptı. Kitaplar:

Muhabbet Olsun

Sevmek Bu Kadar Güzelken

Gelin Kayınvalide İlişkilerini TATLIYA BAĞLAYALIM

444 24 14 ü aradığız zaman bu üç kitap kapınıza kadar geliyor, ödemesini kapıda yapıp kitabınızı teslim alıyormuşsunuz. Kargo ücreti ödenmiyormuş.



Bunlar da ilginizi Çekebilir

16 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz