Tek Çözüm İtlaf

Milyonlarca Köpek

Sizce sokaktaki başıboş köpek sayısı kaç milyonu bulmuş olabilir? Şu veriler üzerinden baktığımızda çıkan sayılar gerçekten korkunç.

2022 Nisan ayında o zamanın Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi: “Sokaklarda sahipsiz havyan sayısının 10 milyona ulaştığını, kısırlaştırmada hedefin 2 milyon olduğunu fakat bu hedefe de ulaşılamadığını” açıkladı.

Ak Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin “3 Şubat 2021 de yaptığı konuşmasında “Böyle devam ederse başıboş köpek sayısı 10 yılda 60 milyonu bulur.” diyor. Bu sürenin üç yılı bitti. 60 milyon köpeğe doğru ilerliyoruz. Hindistan ile yarışıyoruz. Hindistan’da sokaklarda 80 milyon başıboş köpek varmış.

Özlem Zengin 5199 Hayvanları Koruma Kanununa “Köpeklerin yaşam alanı sokaklardır” ek maddesini getirmek için çok çabaladı. 2021 Temmuz ayında ek maddeler Mecliste kabul edildi. Şubat ayında tehlikenin büyüklüğünü söyleyip sonra da Temmuz ayında köpekleri sokaklarda tutacak kanun yapmak nasıl izah edilebilir? Köpekleri sokakta tutmak kısırlaştırmayı da zorlaştırıyor.

Tabii ki gelinen sonuçtan kendilerini suçlamıyorlar: “Biz kanunun çıkarttık da belediyeler yeterince kısırlaştırma yapmıyor.” diye belediyeleri suçluyorlar. 5199’u değiştirirken belediyelerin 10 milyon civarında köpeği, kısa zamanda kısırlaştıramayacaklarını da biliyorlardır. Köpeklerin çoğalma hızını bilerek kanun çıkardıkları zaten açıklamalarından belli.

Ayrıca kısırlaştırma saldırganlığı azaltmıyor, kısırlaştırırken köpeklerin dişleri sökülmüyor. Vatandaşı köpek saldırılarından korumak istiyorlarsa kısırlaştırma çözüm değil. Fakat niyetleri ülkeyi “Köpek Cehennemi”ne çevirmekse doğru yolda gidiyorlar.

Uzmanların açıklamasına göre köpeklerin çoğalması şöyle: 1 dişi köpek 6 ayda bir doğum yapıyor ve ortalama 5 yavru doğuruyor. Tek doğumda 8-10 yavru doğuranlar da var. En az 5 doğurması üzerinden yapılan hesaplamaya göre bu yavruların da aynı şekilde devam etmesi durumunda 5 yıl içerisinde 1 tek dişi köpeğin soyundan 5 bin civarında köpek üreyebilir.

Bu hesaplama üzerinden bakarsak 2021 de 10 milyon civarında olan köpeklerin ölenleri ve kısırlaştırılanları da düşerek kabaca bir hesap yaparsak başıboş köpek sayısı benim tahminim 20 milyonu geçmiştir. Sizin tahminleriniz nedir? İyi bir hesap yapılsa ne çıkar?

Köpek saldırıları artınca geçen hafta yetkililer ülkede 2.8 milyon sahipsiz köpek olduğunu açıkladılar. Zannediyorum 28 milyon diyeceklerde halkı üzmemek için araya bir nokta koymuşlar. 28 milyon daha gerçekçi bir açıklama olurdu.

Muhtemelen 2.8 milyon kayıtlı olan kısırlaştırılmış, küpe takılmış köpek sayısı. Oysa başıboş köpek sayısını açıklamaları gerekiyor.

 Köpekçiler Barınaklara Karşı

Köpekçiler, köpeklerin kısa süre bile barınaklara alınmasına karşı. Kalıcı olarak barınak çözümünü duyunca ayaklandılar.

“Barınakları nasıl bilirsiniz?” Diye video hazırlamışlar. Barınakları şöyle tanımlıyorlar:

“Açlık, soğuk, bakımsızlık ve insan şiddeti. İşkence ve tecavüz ve ölüm kampı. En büyük barınak da olsa ayazda kalıyorlar…”

Sanki sokakların üstü kapalı. Sanki köpekler yazın aşırı sıcakta, kışın soğukta yollarda ölmüyorlar. Sanki sokakta milyonlarca köpeğin bakımı yapılıyormuş gibi, sanki güvendeymişler gibi. Yani kesinlikle köpekleri düşünmüyorlar. Oysa ki yeni yapılacak barınakların gayet iyi şartları olacaktır.

Köpekçiler Neden Barınak Çözümüne Karşılar?

Muhtemel Sebepler:

1- Fon sahiplerinin emirleri: 3 bine yakın köpek derneğini kimler fonluyor, bu insanları organize ediyorsa, o üst akıl, köpeklerin sokaklarda daha çok çoğalmasını ve halkı parçalamasını, kuduz gibi hastalıkların yayılmasını ve mRNA kuduz aşılarının daha çok kişiye yapılmasına istiyor. Hayvan Hakları Kanununu Meclise ilk getirenin HDP-DEM olduğunu düşünürsek işin içinde ciddi bir DIŞ EL var diye düşünüyorum.

2- Mama lobisi ve değnekçilerinin işlerine çomak sokulmuş olacak. Pek çok köpekçi hayvanlar üzerinden dilencilik yaparak, büyük paralar topluyorlar. İşsiz insanlar kısa zamanda son model arabalara biniyorlar. Köpekler barınaklara toplanırsa mama işi onlardan devlete geçecek, bu yüzden istemiyorlar. Devlete fazladan bir külfet olacak o ayrı konu.

           ÇÖZÜM NEDİR?

Çözümü yetkililer gayet iyi biliyorlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan:“Yasal düzenleme ile bu işi kontrol altına almanın içerisindeyiz. Gelişmiş ülkelerde, Avrupa’da bu sorun nasıl çözüme kavuşturulduysa biz de aynı uygulamaları hayata geçireceğiz.” Açıklamasını 21 Ağustos 2023 de yapmıştı.

Cumhurbaşkanının işaret ettiği gelişmiş ülkelerde ne yapılıyor?

Gerek Avrupa’da gerekse dünyanın pek çok ülkesinde halkın sağlığı ve can güvenliği için sahiplenilmeyen köpekler İTLAF ediliyor. Önce bir sahiplendirme çağrısı yapılıyor, sahiplenilmeyenler “uyutma-ötenazi-itlaf” hangisini derseniz fark etmez, acı çekmeden öldürülüyor. Gelişmiş hiçbir ülke, köpeklerin bu kadar üremesine izin vermiyor.

Hindistan gibi az gelişmiş ülkeler ve Çin gibi her yıl 20 milyon civarı köpek eti yiyen ülkeler hariç. Gelişmiş ülkeler Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarını köpek saldırıları ve köpeklerden bulaşabilecek hastalıklar konusunda uyarıyor.

Nihayet çözüm bulunuyor derken Cumhurbaşkanı kısa zamanda fikir değiştirdi.

10 Aralık 2023 Dünya İnsan Hakları gününde Erdoğan yaptığı açıklamada şöyle söyledi: “Başıboş sokak hayvanları ile ilgili artan şikayetlerin farkındayız. Bu sorunu inşallah inancımıza, kültürümüze ve şefkat medeniyetimizin bize vaaz ettiği ilkeler çerçevesinde mutlaka çözüme kavuşturacağız..”

Oysa bulunun çözüm hiç de inancımıza, kültürümüze ve şefkat medeniyetimize uygun değil.

Bulunan çözüm: Büyük barınaklar yapılıp köpeklerin oraya toplanması.

5199 kanununa “köpeklerin yaşam alanı sokaklardır” maddesini değiştirerek, barınaklarda tutulması hükmünü getireceklermiş. İmkansıza yakın bir çözüm!

Milyonlarca köpek sürüsü nasıl barınaklara sığacak? Barınaklara toplandı, kısırlaştırıldı derken geçen zamanda köpek sayısı 40 milyonu bulur. Sonunda imkansızlığı görüp vazgeçedebilirler.

Ben de barınak fikrine karşıyım fakat tabii ki köpekçilerden çok farklı sebeplerle.

Neden milyarlarca lirayı “yırtıcı hayvan sürüsü beslemek” için kullanalım? Ülkede ekonomik kriz varken, aç çocuklar varken, insanlar kirasına ödeyemezken, devlet halkının barınma sorununu çözememişken, halkın vergisini köpekler için kullanmak ne kadar insaflı bir hareket olur?

Ayrıca köpeklerin bakımı, temizliği, onlardan geçebilecek hastalıklar…

Milyonlarca köpeğin barınakta kakasını temizlemek için kaç insanın çalışması gerekecek? Kediler gibi gömmüyorlar da. Köpek dışkısından pek çok ciddi hastalık yayılma riski de var. Neden bunca eziyete katlanılsın?

Ultra büyük barınakların yapılması ne kadar sürecek? Bu arada daha kaç kişi saldırıya uğrayacak, yaralanacak, ölecek?

Ayrıca bir gün birileri yine “hayvan hakkı” deyip bütün barınakların kapısını açsa ülke tam bir köpek cehennemine döner. Niye böyle bir risk alınsın?

        Temiz Çözüm İTLAF

Ülkemiz için de tek çözüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi itlaf olmalı. İtlaf konusuna bazıları vahşet diyor. Bu bir vahşet değil. Dinimizde de zararlı olan canlı öldürülür. Asıl vahşet köpeklerin; insan, kedi, tavuk, ördek, koyun, keçi demeden önüne gelen canlıya saldırmasıdır. Sokaklarda kedi kalmadı. Köpekler, kaç tane çiftçinin emek verip büyüttüğü çiftlik hayvanlarını parçaladılar. Esas vahşet bu.

Köpeklerin; çocuklara, yaşlılara, engellilere, hamilelere saldırmasını, öldürmesini “vahşet” diye tanımlamayanlar, iş köpekleri öldürmeye gelince vahşet diyorlar. Tam bir ikiyüzlülük!

Ayrıca eğer hayvan öldürmek vahşetse niçin kurban bayramı var? Niçin et yiyoruz? Bizim için pek çok fayda ile yaratmış. Kuralları Yaratan belirler.

Köpeklerin; koyunlardan, keçilerden nasıl bir üstünlüğü var ki öldürülemiyor?

Terör saldırısı varsa insanlar bile öldürülürken, köpek terörüne karşı neden öldürme konuşulmuyor. Köpekleri insandan bile daha üstün tutan bu zihniyet neye hizmet ediyor?

Hiç kimsenin hangi hayvan olursa olsun, can taşıyan hiçbir varlığa acı çektirmeye, işkence etmeye hakkı yoktur fakat “acısız ölüm” duruma göre haktır hatta kurbanda sevaptır da.

Muhtemelen kötü şartlarda yaşayan köpeklere sorulsa “tatlı bir ölüm”ü tercih ederler. Yaşamak tapılacak bir şey değil. Sokak da barınak da onlar için uygun değil.

Köpeklerin, insanları parçalamasından, öldürmesinden rahatsızlık duymayan itperestler konu köpeklerin öldürülmesi olunca “yaşam hakkı” diye höykürüyorlar. “Can Güvenliği-Yaşam Hakkı” öncelikli olarak akıl ve duygu sahibi insan içindir. O köpeklerin saldırdığı yavrucaklar belki ömür boyu onun korkularını, kötü etkisini atamayacaklar.

Peygamber Efendimiz çok sıcak bir günde susuz köpeğe su vermek için kuyuya inip ona su taşıyan kişileri Allah’ın bağışladığı müjdesini verirken, hayvana eziyet eden kişinin de azaba uğrayacağı konusunda ihtarda bulunmuş. Hiçbir canlıya eziyet etmeye kimsenin hakkı yok. Fakat sayıları artarak zararlı hale gelen köpeklerin öldürülmesini de Peygamberimiz emretmiştir. Bu ikisi arasındaki farkı anlamak için biraz zeka yeterli.

Can taşıyana merhamet edeceksin, can taşıyan cana zarar veriyorsa engel olacaksın, çözüm ölümse de ölüm. İkisi de merhamet. Zarar verenin zararına engel olmak da merhamettir.

Ülkemizde köpek itlafı 1932 de yapılmış. Atatürk’ün imzası ile tamim çıkarılmış ve ülkedeki tüm köpekler öldürülmüş. Hatta Atatürk’ün çok sevdiği köpeği Foks birgün onu ısıranca “Sahibini ısıran köpekten hayır gelmez.” diyor ve Foks ilaçlı iğne yapılarak öldürülüyor.

Sahibini ısıran köpekten de halkı ısıran köpekten de hayır gelmez. Konu bu kadar basit.

Temiz çözüm itlaf. Bunun dışındakiler sadece maddi ve manevi kayıp olur. Can ve zaman kaybı olacak teklifler meseleyi çözecek gibi görünmüyor.

Hayvan Refahı İçin Neler Yapılabilir?

Zarar vermeyen hayvanlar elbette korunmalı. Atalarımız kuşlar için minik “kuş evleri” bile yapmış, kediler her zaman baş tacı olmuş. Kedilerin kimseye bir zararı yok, sokakta yaşayanlar için koruyucu çözümler bulunmalı.

Evde hayvan besleyenlere mama yardımı yapılmalı. Ev hayvanlarının bakımı, tedavisi, aşıları devlet tarafından karşılanarak destek olunmalı. Evde hayvan bakımı oldukça masraflıdır. Maması, kumu, aşıları, hastalıkları… Veterinerler özel doktorlardan pahalı. Özel veteriner masraflarının bir kısmı devlet tarafından karşılanmalı.

Ev hayvanını sokağa bırakmak kanunla yasaklandı. Ülkede ekonomik kriz var. Evinin kirasını ödeyemeyen, kendi ailesini geçindiremeyen insanlara, niye hayvanın boğazın doyuramadın, kumunu alamadın, tedavisini yaptıramadın diye ceza mı verilecek? Bu durumlara karşı devlet ev hayvanı olup maddi olarak zorlananlara maddi destek olmalı, yardım yapmalı.

Her ilde bir hayvan hastanesi ve ilçelerde sabaha kadar açık bir belediye veterineri olmalı. Mesela kediler yollarda ezilebiliyor fakat gece götürecek bir kurum yok. Yaralı kuşlar bahçelere balkonlara geliyor, sokaklara yavru kuşlar düşüyor. Hayvan tedavilerine çözüm üretilmeli.

Halkın Canı Seçim Malzemesi Değildir

Köpekler tarafından saldırıya uğramış, psikolojisi bozulmuş ya da yüzü gözü parçalanmış, köpekten kaçarken arabanın altında kalmış, sakat kalmış, kuduz olmuş insan haberleri görmek istemiyoruz artık. İnsan canı bu kadar değersiz olmamalı.

Bu mesele hiç vakit kaybetmeden, bir an önce çözülmeli. Bir gün bile önemli, her gün yeni canlar zarar görüyor. Medyada başıboş sokak köpekleri konusunun belediye seçimlerine kadar bekleyeceğini söyleyen haberleri dolaşıyor. Halkın canı seçim malzemesi değildir. Seçimden önce çözülmezse seçimden sonra asla çözülmez. Bir an önce çözülmeli.

Mamak Belediye Başkanı Murat Köse: “Son 5 yılda Mamak Belediyesi çözüm merkezine her gün 70-80 civarında başıboş köpeklerle ilgili şikayet geliyor.” Diyor. Yazık değil mi bu halka? Saldırılar yüzünden kimi okuluna, kimi işine gidemiyor. Çocuklar, yaşlılar, hamileler iki nefes almak için parklara çıkamıyor.

Tehlikenin ne kadar büyük boyutlarda olduğunu anlatmak için bir uzmanın görüşüyle yazıyı bitiriyorum.

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Şener: “Veteriner hekimlerin çıkardığı makalelere baktığımda 2030-2040 yıllarında Türkiye'nin nüfusuna eş değer bir sokak hayvanıyla karşı karşıya kalabileceğimiz öngörülüyor. Bu korkunç bir rakam. Dünyanın hiçbir yerinde hayvanların bu kadar rahat üremelerine izin verilmez."

İnsan nüfusu kadar köpek nüfusu olma ihtimali! Bu gerçekten korkunç! Hiç kimsenin bu halkı köpeklere yem yapmaya hakkı yok. Acil çözüm.



Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz