Şikayet Adabı
- 13-02-2012
- KATEGORİ Haberler
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre bir adam:
- Ya Resûlallah! Benim akrabam var. Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlarsa bana kaba davranıyorlar, dedi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- “Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninle beraberdir.”
Açıklama:
Kendisi iyi davrandığı halde gerektiği şekilde ilgili davranmayan bir akrabasına karşı bu tutumunun caiz olup olmadığını öğrenmek isteyen bir sahabe… Bu sahabenin adı zikredilmemiş. Bu sahabe, akrabasının kim olduğunu gizleyerek anlatmış. Bu, bir insanın hatasını gizlemektir.
Akraba ziyaretinin önemli olduğu, kendileri bu ziyarete karşılık vermediği halde ziyarete gitmeye devam ettiğini ve bunun da gerçekten doğru olup olmadığını öğrenmek istemesi… İşte sahabeler böyle derin düşünen insanlardır…
İşledikleri her amelin Allah katında makbul olup olmadıklarını hep merak ederler ve bunu da Resulullah aleyhisselamla paylaşırlar. Kendisine iade-i ziyaret yapılmamasına rağmen su-i zanda bulunup ziyareti kesmemesi, ibadette sabır örneği verir bizlere…
Kendilerine iade-i ziyaret yapmayan akrabalarına karşı kalbinde bir kırgınlık yaşamayan bu sahabe kendilerine iyilik etmelerine karşı onların kendisine kötü davranmaları bile akraba bağını kesmemiş. Oların bu ikinci hatasını bile olgunlukla karşılamasına rağmen başına gelen üçüncü musibet; ‘kaba bir davranış’
Bu sabır taşı olan sahabemiz akrabalarına karşı davranışlarını bahsederek herhangi bir suç çeşidiyle suçlayıp hakaretler yağdırmıyor… Bu, kalbine kin tohumu atmadığını gösterir. Aksi halde şöyle derdi; ‘onlar da baha böyle davranınca kızdım ve ilişkimi kestim’ derdi…
Ama sadece yaşanılanları anlattı… Ve ne yapması gerektiğini öğrenmek istedi… Ne yapması gerektiğini öğrenmek istemesi bu sahabemizin takvasının ne boyutlarda olduğunu gösterir… Hiçbir şeyi küçük görmeyen, hiçbir ibadeti nefse ağır gelen ibadetlerle kıyas yapıp küçük görmeyen bir sahabe…
Sahabemiz başından geçenleri Allah resulüne anlatması ve onun vereceği cevaba göre hareket etmek istemesi bizlere en az iki ders verir;
Resulullah aleyhisselam yaşadığı müddetçe vahiy akmaya devam eder.
Resulullah aleyhisselam’ın ağzından çıkan sözler bağlayıcıdır.
Sözlerini bitiren sahabemiz Resulullah aleyhisselam’dan şu sözleri işitir;
“Eğer dediğin gibi isen…” Söze böyle başlaması şu mesajları verebilir; yani sen büyük bir iş başarmışsın. Yaptığın şey çok önemli ve nefse ağır gelen bir ibadet… Eğer gerçekten böyleyse…’
Devam edelim;
“onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun.” Senin onların yanlışlarına karşı böyle olgun davranman onlara sıkıntı verecektir… Bu sıkıntı, yaptıklarına pişmanlık duygusu vereceği gibi davranışlarında sertliğe de yol açabilir… Her halukarda senin davranışın sana sevap olarak döner… Çünkü
“…Allah’ın yardımı seninle beraberdir.”
Sahabenin durumuna karşılık Allah resulünün; ‘madem sana böyle davranıyor artık gitme onlara’ diyebilirdi. Ama yapıcı olan dinimiz yıkıcılığa asla müsaade etmez ve o mübarek ağızdan bu türden sözler çıkmaz…
Bir akrabanın kötü davranması ve ziyaret etmeye davam etmek… Vallahi nefse ağır gelen ibadetlerden biri… Ama sahabeler bundan kat kat daha ağır amellere talip olmadılar mı?
Allah-u Teâlâ’nın bizlere şu adresi göstermesini şimdi çok daha iyi anlıyorum;
“Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.”
Milat Gazetesi
- Ya Resûlallah! Benim akrabam var. Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlarsa bana kaba davranıyorlar, dedi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- “Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninle beraberdir.”
Açıklama:
Kendisi iyi davrandığı halde gerektiği şekilde ilgili davranmayan bir akrabasına karşı bu tutumunun caiz olup olmadığını öğrenmek isteyen bir sahabe… Bu sahabenin adı zikredilmemiş. Bu sahabe, akrabasının kim olduğunu gizleyerek anlatmış. Bu, bir insanın hatasını gizlemektir.
Akraba ziyaretinin önemli olduğu, kendileri bu ziyarete karşılık vermediği halde ziyarete gitmeye devam ettiğini ve bunun da gerçekten doğru olup olmadığını öğrenmek istemesi… İşte sahabeler böyle derin düşünen insanlardır…
İşledikleri her amelin Allah katında makbul olup olmadıklarını hep merak ederler ve bunu da Resulullah aleyhisselamla paylaşırlar. Kendisine iade-i ziyaret yapılmamasına rağmen su-i zanda bulunup ziyareti kesmemesi, ibadette sabır örneği verir bizlere…
Kendilerine iade-i ziyaret yapmayan akrabalarına karşı kalbinde bir kırgınlık yaşamayan bu sahabe kendilerine iyilik etmelerine karşı onların kendisine kötü davranmaları bile akraba bağını kesmemiş. Oların bu ikinci hatasını bile olgunlukla karşılamasına rağmen başına gelen üçüncü musibet; ‘kaba bir davranış’
Bu sabır taşı olan sahabemiz akrabalarına karşı davranışlarını bahsederek herhangi bir suç çeşidiyle suçlayıp hakaretler yağdırmıyor… Bu, kalbine kin tohumu atmadığını gösterir. Aksi halde şöyle derdi; ‘onlar da baha böyle davranınca kızdım ve ilişkimi kestim’ derdi…
Ama sadece yaşanılanları anlattı… Ve ne yapması gerektiğini öğrenmek istedi… Ne yapması gerektiğini öğrenmek istemesi bu sahabemizin takvasının ne boyutlarda olduğunu gösterir… Hiçbir şeyi küçük görmeyen, hiçbir ibadeti nefse ağır gelen ibadetlerle kıyas yapıp küçük görmeyen bir sahabe…
Sahabemiz başından geçenleri Allah resulüne anlatması ve onun vereceği cevaba göre hareket etmek istemesi bizlere en az iki ders verir;
Resulullah aleyhisselam yaşadığı müddetçe vahiy akmaya devam eder.
Resulullah aleyhisselam’ın ağzından çıkan sözler bağlayıcıdır.
Sözlerini bitiren sahabemiz Resulullah aleyhisselam’dan şu sözleri işitir;
“Eğer dediğin gibi isen…” Söze böyle başlaması şu mesajları verebilir; yani sen büyük bir iş başarmışsın. Yaptığın şey çok önemli ve nefse ağır gelen bir ibadet… Eğer gerçekten böyleyse…’
Devam edelim;
“onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun.” Senin onların yanlışlarına karşı böyle olgun davranman onlara sıkıntı verecektir… Bu sıkıntı, yaptıklarına pişmanlık duygusu vereceği gibi davranışlarında sertliğe de yol açabilir… Her halukarda senin davranışın sana sevap olarak döner… Çünkü
“…Allah’ın yardımı seninle beraberdir.”
Sahabenin durumuna karşılık Allah resulünün; ‘madem sana böyle davranıyor artık gitme onlara’ diyebilirdi. Ama yapıcı olan dinimiz yıkıcılığa asla müsaade etmez ve o mübarek ağızdan bu türden sözler çıkmaz…
Bir akrabanın kötü davranması ve ziyaret etmeye davam etmek… Vallahi nefse ağır gelen ibadetlerden biri… Ama sahabeler bundan kat kat daha ağır amellere talip olmadılar mı?
Allah-u Teâlâ’nın bizlere şu adresi göstermesini şimdi çok daha iyi anlıyorum;
“Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.”
Milat Gazetesi
0 Yorum Yorum Yaz