Sınav Sonrası Depresyon
- 21-06-2012
- KATEGORİ Haberler
- YAZAR Tuğba Akbey İnan
Çocuklar, okulların açıldığı eylül ayından bu yana sınavlara çalışma temposu içindeydiler. Bu çocuklar sınavları kazanmak için de ellerinden geleni yapmaya çalıştılar.
Çocuklar sadece sınavlara çalışmakla da kalmadılar. Okul, dershane, sınav kaygısı, dersler, ödevler, ailenin beklentileri... v.s şeylerle de uğraştılar.
Çocukların günlerini nasıl geçirdiklerine birlikte bakalım:
Sabah kalktıklarında çocukların akıllarında okul, sınavlar vardı. Çocuklar, kahvaltıdan sonra ya okula ya dershaneye giderlerdi ya da evde oturup sınavlarına çalışırlardı.
Akşama kadar bu şekilde gününü geçiren çocuk, akşamı da sınavlarına hazırlanarak ya da derslerine çalışarak geçirirdi. Bu çocuklar (sınavlara gerçekten çalışanlar) günlerini bu şekilde geçirdikleri için oyun, arkadaş, televizyon seyretme gibi şeylere fazla zamanları olmazdı. İsteklerini hep ertelediler. Kısacası bunların kafalarını kaşıyacak zamanları yoktu.
Şimdi bu da nerden çıktı demeyiniz. Hatırlarsak bizler de bu dönemden geçtik. Sadece dönemin adı yoktu.
Çocuklar sınav sonrası kendilerini boşlukta hissedebilirler. Yani hafif bir depresyon yaşayabilirler.
Çocuklar, sınava hazırlanma sürecinde sınavlara çalıştıkları için günleri dolu dolu idi. Her ne kadar oyun da oynasalar akıllarında sınavlar vardı. Onlar için bir hedef ve bir tarih vardı.
Sınavlardan bir hafta öncesine kadar yığınla işi olan çocuğun, sınavlardan sonra yapacağı hiçbir iş kalmamıştır.
Sınavlardan sonraki haftayı şöyle bir düşünelim. Çocuklar sınavlara çalışsa sınavlar bitti, ders çalışsa ne için çalışacak, okula gitse okul tatil, dershaneye gitse kimse yok, televizyon seyretse sıkılır, oyun oynasa, internete girse nereye kadar, evde otursa oflamaya puflamaya başlayacak, ne yapsa rahat edemez. Kendine ne bir meşguliyet ne de bir eğlence bulabilir.
Kendisine uğraşacak bir şey bulamayan çocuk, kendini boşlukta bulacağı gibi bu durumu kendi kendine sıkıntı edecektir.
Çocuklarda bir iki hafta sürebilecek kendini boşlukta hissetmeye, sınavın kötü gitmesi ile birlikte bir de anne babanın ben diye başlayan cümleleri eklenirse çocukların işleri daha da zorlaşacaktır. O zaman hem çocuğa hem de aileye Allah yardım etsin.
Bu durumda kaybedilen sınavla birlikte çocukların psikolojilerini de kaybetmemek için dikkatli davranmak gerekir.
Bu Çocuklara Nasıl Davranılmalı?
1. Bu durumun geçici olduğu çocuklara anlatılarak, sosyal hayata katılmaları teşvik edilmeli.
2. Sınavların amaç olmadığı, hedefe götüren sadece bir araç olduğu anlatılmalı.
3. Çocukların ani tepkilerine karşı anlayış gösterilmeli ve onlarla olumlu iletişim kurulmalı.
4. Sınav sonrası “keşke ve ben...” diye başlayan cümlelerden kaçınılmalı.
5. Çocuklara karşı daha sonra pişmanlık duyulacak söz ve davranışlardan kaçınılmalı.
6. Çocukların ruh sağlıklarının, sınavlarından daha önemli olduğu akıldan çıkarılmamalı.
Sonuç ne olursa olsun, çocuklara karşı sevginizin azalmayacağını onlara hissettirmeniz gerekir.
Çocuklar sadece sınavlara çalışmakla da kalmadılar. Okul, dershane, sınav kaygısı, dersler, ödevler, ailenin beklentileri... v.s şeylerle de uğraştılar.
Çocukların günlerini nasıl geçirdiklerine birlikte bakalım:
Sabah kalktıklarında çocukların akıllarında okul, sınavlar vardı. Çocuklar, kahvaltıdan sonra ya okula ya dershaneye giderlerdi ya da evde oturup sınavlarına çalışırlardı.
Akşama kadar bu şekilde gününü geçiren çocuk, akşamı da sınavlarına hazırlanarak ya da derslerine çalışarak geçirirdi. Bu çocuklar (sınavlara gerçekten çalışanlar) günlerini bu şekilde geçirdikleri için oyun, arkadaş, televizyon seyretme gibi şeylere fazla zamanları olmazdı. İsteklerini hep ertelediler. Kısacası bunların kafalarını kaşıyacak zamanları yoktu.
Şimdi bu da nerden çıktı demeyiniz. Hatırlarsak bizler de bu dönemden geçtik. Sadece dönemin adı yoktu.
Çocuklar sınav sonrası kendilerini boşlukta hissedebilirler. Yani hafif bir depresyon yaşayabilirler.
Çocuklar, sınava hazırlanma sürecinde sınavlara çalıştıkları için günleri dolu dolu idi. Her ne kadar oyun da oynasalar akıllarında sınavlar vardı. Onlar için bir hedef ve bir tarih vardı.
Sınavlardan bir hafta öncesine kadar yığınla işi olan çocuğun, sınavlardan sonra yapacağı hiçbir iş kalmamıştır.
Sınavlardan sonraki haftayı şöyle bir düşünelim. Çocuklar sınavlara çalışsa sınavlar bitti, ders çalışsa ne için çalışacak, okula gitse okul tatil, dershaneye gitse kimse yok, televizyon seyretse sıkılır, oyun oynasa, internete girse nereye kadar, evde otursa oflamaya puflamaya başlayacak, ne yapsa rahat edemez. Kendine ne bir meşguliyet ne de bir eğlence bulabilir.
Kendisine uğraşacak bir şey bulamayan çocuk, kendini boşlukta bulacağı gibi bu durumu kendi kendine sıkıntı edecektir.
Çocuklarda bir iki hafta sürebilecek kendini boşlukta hissetmeye, sınavın kötü gitmesi ile birlikte bir de anne babanın ben diye başlayan cümleleri eklenirse çocukların işleri daha da zorlaşacaktır. O zaman hem çocuğa hem de aileye Allah yardım etsin.
Bu durumda kaybedilen sınavla birlikte çocukların psikolojilerini de kaybetmemek için dikkatli davranmak gerekir.
Bu Çocuklara Nasıl Davranılmalı?
1. Bu durumun geçici olduğu çocuklara anlatılarak, sosyal hayata katılmaları teşvik edilmeli.
2. Sınavların amaç olmadığı, hedefe götüren sadece bir araç olduğu anlatılmalı.
3. Çocukların ani tepkilerine karşı anlayış gösterilmeli ve onlarla olumlu iletişim kurulmalı.
4. Sınav sonrası “keşke ve ben...” diye başlayan cümlelerden kaçınılmalı.
5. Çocuklara karşı daha sonra pişmanlık duyulacak söz ve davranışlardan kaçınılmalı.
6. Çocukların ruh sağlıklarının, sınavlarından daha önemli olduğu akıldan çıkarılmamalı.
Sonuç ne olursa olsun, çocuklara karşı sevginizin azalmayacağını onlara hissettirmeniz gerekir.
2 Yorum Yorum Yaz