Siyaset-Cemaat-Aile

cocukaile sitemiz ilk kurulduğu günden beri cemaatler konusundan ve siyaset konusundan uzak durduk. Aile kanununa karşı çıkarken bile bir parti eleştirisine girmedik. Yine öyle olmaya devam edecek. Bu konuların konuşulduğu çok fazla haber sitesi var; ayrıca sosyal ağlarda da yeterince konuşuluyor. Bizim her siyasi guruptan ve her cemaatten okurlarımız var. Konu dışına çıkarak kimseyi incitmek istemiyoruz, bizim konumuz aile. Aile konusu çok hassas bir konudur. Bugünkü yazının sebebi de budur.

Son günlerde siyaset-cemaat tartışmaları ile ortalık karıştı. Bu karışıklık evlerimize, ailemize nasıl yansıyor? Biz konuyu sadece şu günler üzerinden değil; geniş çerçevede ve bütün cemaat ve siyasi görüşleri de içine katarak irdeleyelim.

Öncelikle evlilik görüşmelerinden başlayalım. "Görüştüğüm kişi ile cemaat farklılığımız var, bu ilerde problem olur mu?" Sorusu çok geliyor. Bu sorunun olur ya da olmaz gibi bir cevabı yok. Çünkü cevap kişilere göre değişir. Kişinin karşıdakinin fikirlerine ne kadar saygı duyduğu ile alakalıdır. Ya da nikahtan önce verdiği söze ne kadar bağlı kaldığı yani ne kadar güvenilir olduğu ile alakalıdır. Çünkü nikahtan önce bu konular konuşulur ve genellikle "Tabi canım cemaatine saygım var tabii ki de orada etkinliklerine devam edebilirsin." deniyor fakat evlendikten sonra cemaat farklılığı bazı ailelerde problem olabiliyor.

Ya taraflardan biri evini, eşini, çocuklarını ihmal edecek kadar kendini kaptırıyor, karşı tarafı isyan ettiriyor ki aynı cemaatten olanlar bile aile ihmal edildiğinde dayanamıyorlar ya da kişi verdiği sözde durmuyor, eşinin cemaatinin faaliyetlerinde yer almasını istemiyor. Hatta cemaatini tamamen bıraksın benim cemaatime katılsın istiyor. Zaten bu kişiler başta söz verirken bile içten içe "Hele bir evlenelim ben onu bizim cemaate katarım" düşüncesinde oluyorlar fakat sonuç genellikle bekledikleri gibi olmuyor. Bu da karı-koca arasında tatsızlıklara sebep oluyor.

Öncelikle görüştüğünüz kişi asla onaylamayacağınız bir cemaate ya da siyasi görüşe mensupsa ve fanatikse ondan uzak durun. O hiçbir zaman cemaatini ve partisini bırakmaz. Birde cemaatlerde ve partilerde usulen bulunan insanlar vardır. Şartlar onu o gruba dahil etmiştir. Kendilerine göre bir problem gördüklerinde çabucak ayrılabilirler. Dahil olduğu grupta usulen bulunan biri ile farklılık pek problem olmaz. Öyle biri eşinin tarafına geçebilir.

Fakat bağlı olduğu gruba gönülden, canla başla bağlı olanlar, o grupta aktif olanlar eşi için cemaatinden vazgeçmez. Bu yüzden görüşme sırasında bu konuyu da göz önünde bulundurun. Gönülden mi bağlı usulen mi? Gönülden bağlıysa buna ömür boyu razı olup, yeri geldiğinde eşinize destek olabilecek misiniz? Cevabınız "hayır" sa ondan uzak durun yoksa ilerde ciddi problemler yaşayabilirsiniz.

Bir de farklı cemaatlerden olsalar da tasavvuf cemaatine bağlı birinin tasavvuf ehli birini anlaması ve destek olması daha kolaydır. Çünkü tasavvufun ayrı bir edebi ve usulü vardır. Karı-koca farklı hoca efendilere de bağlı olsalar birbirlerine saygı duyarlar. Tasavvufa karşı ya da yabancı birinin tasavvuf ehli eşini anlaması daha da zordur.

Farklı cemaatlerden ya da siyasi görüşlerden ya da biraz daha zorlaştıralım hem farklı cemaatlerden hem de farklı siyasi görüşlerden olan iki kişi evlendi. Ortada hassas bir durum var demektir. Burada akıllıca davranmak lazım. Eşinizin yolu yanlış da olsa bulunduğu gruba ve liderine gönülden bağlıysa onu öyle saatlerce konuşarak, gittiği yolun yanlışlığını ona anlatarak, internetten gazetelerden delil toplayıp önüne dökerek ikna edip yolundan çeviremezsiniz boş yere çabalamayın.

Yapılan araştırmalar; kişiler fikirlerini ne kadar çok savunma durumunda kalıyorlarsa fikirlerine olan bağlılıklarının da o kadar arttığını gösteriyor. Bu yüzden siz onu ikna etmeye uğraştıkça o kendi fikrini savundukça eşinizin körü körüne de olsa fikrine bağlanmasını artırıyorsunuz. Bu yüzden uğraşmayın. Bu uğraşlar boş yere evliliğinize muhabbetinize zarar verir.

Ayrıca alay etme, dalga geçme, "sizinkiler şöyle yapmışlar" gibi aşağılamalara hiç girmeyin eşiniz sizden nefret edebilir. Hatta eşiniz sizinle aynı fikirde fakat ailesi farklı fikirdeyse onlar için de eşinize söz söylemeyin eşiniz üzerine alabilir. İnsanlar kendilerine söylenen kötü sözleri daha kolay affederken sevdikleri ve bağlı oldukları kişileri söylenen kötü sözleri asla affetmezler. Cemaatine ya da şeyhine söyleyeceğiniz bir söz sizden nefret etmesine sebep olabilir. Ondan çok daha ağırını ona söyleseniz affetmesi daha kolay olur.

En iyisi eşinizle farklı düşünüyorsanız kesinlikle onunla bu konuları konuşmaktan kaçının, tartışmaya asla girmeyin. Eşiniz konuşmak istiyorsa dinleyin, onu sinirlendirecek, savunmaya itecek cümlelerden kaçının. Onun hararetle savunduğu fikirlerin karşısında olmayın. Yanında olmak zorunda da değilsiniz. Konu ile ilgili fikriniz sabit olsa da o anlatırken konuyu anlamaya çalışıyormuş gibi dinleyin ki bu konular boş yere aile saadetinizi bozmasın, sevginiz gereksiz tartışmalarla heba olmasın.

Sadece aile konusunda değil; kiminle olursa olsun konuşulurken hassas davranılması gereken bir konu bu. Bu yüzden dikkatli olmak lazım. Siyaset ve cemaat konularını ya hiç bir yere bağlılığı olmayan nötr insanlarla konuşun (kendi safınıza katabilirsiniz) ya kendi fikrinizde olanlarla konuşun (birbirinizi destekler rahatlarsınız) ya da sevmediklerinizle konuşun (sizi biraz daha fazla sevmemesinin size bir zararı olmaz.) Eş dost akraba gibi yakınlarınızla, sevdiklerinizle bu konuların tartışmasını yapmayın, sevgilerini kaybetmeyin, kalplerinde kırgınlığa sebep olmayın. İlla da konuşacaksanız onu ve cemaatini suçlamadan, dayatma ile değil, doğru sorularla yanlışı kendi görecek şekilde onu yönlendirerek çok iyi bir iletişim dili kullanmanız gerekir. Bazen de suskunluk konuşmaktan daha fazla şey anlatır.

www.cocukaile.net

Not: Yorumlarda hiçbir hoca adı, cemaat adı, parti adı kullanmaz ve onları ima etmezseniz iyi olur. Aksi durumda yorumlarınız yayınlanmaz. Yorumlarda da konuyu aileyi etkileme boyutunda konuşalım.