Sudan Kadınları
- 16-12-2011
- KATEGORİ Haberler
- YAZAR Sema Maraşlı
DÜNYANIN FARKLI ÜLKELERİNDEN ÇOCUKAİLE OKURLARI YAŞADIKLARI ÜLKEYİ ANLATIYORLAR
SUDAN
İlk başta diyebilirim ki burada belirli bir Türk kitlesi var ve Türk erkeklerinden büyük bir kısmı Sudan'lı bayanlarla evli. Türkerkeklerinin Sudan'lı bayanlarla ilgili (onlarla evli olmalarına rağmen) "Türk kadının tırnağı bile olamazlar“ gibi bir izlenim var. Çünkü ne ev işlerinde ne çocuk bakımında bizim kadınımızın gösterdiği beceriyi ve fedakarlığı gösteremiyorlar. Maddi durumu çok iyi olmayanlar dahi evlerinde hizmetçi veya çocuk bakıcı bulunduruyor.
Çamaşırları zaten yıkamıyorlar, çamaşır, sokaklarda seyyar satıcı gibi çamaşır yıkayan erkekler var, onlara bu işi yaptırıyorlar.
Is hayatında, devlet dairelerinde görevli bir çok bayanlar var ve hepsi kapalılar. İlk basta havaalanında dikkatimi çekmişti, çoğu görevliler bayandı. Postanede de aynı şekilde. Sokaklarda da çay satan çokça bayan bulabilirsiniz. Ancak kadınların ve erkeklerinde büyük bir kısmı da çalışmaktan hiç hoşlanmıyor.
Sudanda en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de, uykuya yatmayaaşırı düşkünlük. Toplumda çok önemli bir bölümü hiç abartmıyorum neredeyse bütün günlerini yatarak geçiriyorlar. Yataklarını kapılarının önlerine hatta sokaklara kurmuşlar, gece gündüz uzanıyorlar. Çalışmayıçok sevmiyorlar.
Bir keresinde bir mescide girdim, kız öğrencilerinin tam ders bitiş saatine denk geldi, bir anda mescit sağa sola uzanan kızlarla doldu, acayip bir manzaraydı benim için.İlk Sudana geldiğimde havaalanında "lavaboya bir gidip elimi yüzümü yıkayayım" demiştim.. Girmemle çıkmam bir olmuştu, çünkü yerlerde en az 3 tane bayan (muhtemelen temizlikçiydiler) uzanmış yatıyorlardı! O anın şaşkınlığıyla koşar adım yine dışarıda buldum kendimi. Hijyen anlayışız aten başlı başına bir sorun.. Temizlik konusunda çok sıkıntılar var, ne yazık ki bizim gibi temiz değiller bir çok alanda…
Gösterişi anladığım kadarıyla seviyor buranın kadınları. Çok süslüler diyebilirim, komple büyük bir kumaşla sarılmışlar çarşaf havasında;ama o kumaş o kadar süslü ki bazılarında. Ve ayakları zaten başlı başına sankisanat eseri.
Hem ayakkabıları çok topuklu ve gösterişli, hem de ayaklarında desenli kınalar ve ellerinde de aynı şekilde desenli kınalar var.
Bu şekilde süslenmek ise evlendikten sonra oluyormuş, yani özellikle düğünün hemen ardından bu şekilde abartılı kıyafetlerle geziyorlar. Şaşıracaksınız belki; ama erkeklerde ellerine kına yakıyorlar. Çok desenli olmasa da tırnaklar ve elleri bayağı kınalı erkekleri var, bu da onların evli olduklarının bir göstergesiymiş. Lokantamıza gelen Türk bir genç vardı, Sudan'lı bir bayanla evlendi. Düğün sonrasında geldiklerinde erkeğinde ellerinde kına görünce bayağı şaşırmıştım.
Karı koca Sudan' lı olan ailelerde ise söyle bir görüş yaygınmış: "Aman karım elimden kaçmasın onu elimdenkaçırmamalıyım“ tarzında. Kadınları sanırım nazlı.
Ben burada uluslar arası Afrika üniversitesinin Arapça kursuna gidiyorum, orada dünyanın her tarafından öğrenciler var. Kenya, Nijerya, Endonezya, Tayland, Norveç, Amerika, Almanya, Somali, Elitre ve daha fazlası var. Dikkatimi çeken özellikle Nijeryalı genç kızlar çok erken evleniyorlar. 18 yaşında olup evli ve karnı burnunda öğrenciler var ve en ilginci bebekleri doğduktan sonra öğrencilik hayatlarında hiç bir değişiklik olmuyor.
Bebeklerini sırtlarına bir bezle bağlayıp aynı azimle okumaya devam ediyorlar. Bir yandan bebek emzirirken, diğer yandan sınav yazabiliyorlar. Kucağında bebek varken öğretmenin sorularına cevap veriyorlar. Bu beni çok ama çok etkiledi. Bizim kültürümüzde artık bir bebeğin varsa işin bitmiştir, evden çıkamazsın, alışverişe gitmek bile mesele iken Türkiye de bebekli bir bayanın bir kursa gidebileceğini hiç hayal bile edemiyorum, zaten giden olsa bile çevresinden aşırı tepki alacağı kesin.
Ama burada öyle kadınlar gördüm ki, bebek onların bir parçası, hayatin her alanına onlarla beraber cesurca azimle giriyorlar. Bu beni çok etkiledive kendi fikrimi de değiştirdi, artık bebeğim olursa bende okurum diyebiliyorum.
Sudanlı bayanlar bize göre biraz daha geç evleniyorlar, yani30 yaşlarında evlenen ya da 25 yas üstü evlenen çok Sudan'lı var ve bu normal onlara göre. Ama dediğim gibi Nijeryalılar öyle değil, daha erken evlenebiliyorlar diyebilirim.
Sudanlı çok dindar görünümünde bayanlar bir bakıyorsunuz yabancı erkeklerle rahatça tokalaşıyorlar, elleriyle omuza vurma şekilde bir selamlama sekli var, bunu bayanlarda erkeklerde yapıyorlar. Yani bakıyorsunuz o kadar İslami bir görüntü var; ama sonrasında erkeklerle rahat hareketler olabiliyor.
Sudan toplumu ibadetlerine çok düşkün görünüyorlar.. Sabah namazına camilere gidiyorlar, Cuma ve bayram namazlarına bayanlar dahi istisnasız gidiyorlar. (Biz Türk kadınları alıştırılmadığımız için gitmedik veresmen sonrasında biraz yadırgandık. Bir daha ki bayrama ben namaza gitme kararı aldım.) Sünnet olan günlerde oruç tutuyorlar...Namaza çok önem verip her zaman kılıyorlar.
Ama tokalaşmak gibi, aşırı süslenmeler gibi veya doğum günlerini Avrupai bir şekilde kutlamak gibi şeylerde çok yaygın. Mesela geçenlerde eşimle bir kafeye dondurma yemeye gittik. Bir genç grup dikkatimi çekmişti 3-4 tane genç kız, yine o kadar genç erkeklerle oturmuş muhabbet ediyorlar (içimden ne işiniz var burada tesettürlü kızlarsınız diye geçiriyordum) sonra aksam ezanı okundu, mescit olmadığı için dışarıda köşede bir yerde namaz kılarken,bir baktım o genç kızlarda namaz kılmak için sıraya girmişler beni bekliyorlar.Anlayacağınız enteresan bir durum, bir dengesizlik var sanki, bir yandan batıya özenti, bir yandan dini değerlere bağlılık.
Gençlere bakıyorsunuz sizin Türk olduğunuzu anlayınca ilk başta "Muhenned“ (Kıvanç Tatlıtuğ) diyorlar, onu soruyorlar, Türk dizilerini benden iyi tanıyorlar. Bu beni çok üzdü ve ben kendim bire bir Sudan'lı bir bayanla konuşurken bana dediği şuydu:"Biz bir Türk düğününe davet edilmiştik, düğüne bir gittik ki herkes kapalı, hani dedik nerde Muhenned, nerde Nur (Gümüş dizisindeki baş rolde olanlar) herkesin kapalı olmasına çok şaşırdık. Biz Türkleri Türk dizilerindeki gibi zannediyorduk.“ dedi. Afrika kıtasında çok yaygınlaşmış olan bu Türk dizileri ne yazık ki Türk imajını aşırı derecede zedeliyor. Bizleri açık saçık,alkol içmekte çok rahat olan bir toplum zannediyorlar.
Gençlerde çok etkileniyorlar bu gibi dizilerden, bakıyorsunuz, okulda kural gereği ferace giymiş; ama tarzı tamamen özentili, makyaj, her fırsatta feraceyi oturup kalkarken yukarı çekmeler, alttan dar kot pantolonları göstermeler.. yakaların açılması.. saçların görünmesi.. yani öyle bir izlenim oluyor ki, biraz serbestlik gelse bütün gençlik bir anda açılıp saçılacak. Ama hepsi öyle değil, gerçekten takvalı görüntülü olanlarda var.
Sudan'dan dan bir cocukaile gönülüsü Havva' dan selam ve sevgilerle...
SUDAN
İlk başta diyebilirim ki burada belirli bir Türk kitlesi var ve Türk erkeklerinden büyük bir kısmı Sudan'lı bayanlarla evli. Türkerkeklerinin Sudan'lı bayanlarla ilgili (onlarla evli olmalarına rağmen) "Türk kadının tırnağı bile olamazlar“ gibi bir izlenim var. Çünkü ne ev işlerinde ne çocuk bakımında bizim kadınımızın gösterdiği beceriyi ve fedakarlığı gösteremiyorlar. Maddi durumu çok iyi olmayanlar dahi evlerinde hizmetçi veya çocuk bakıcı bulunduruyor.
Çamaşırları zaten yıkamıyorlar, çamaşır, sokaklarda seyyar satıcı gibi çamaşır yıkayan erkekler var, onlara bu işi yaptırıyorlar.
Is hayatında, devlet dairelerinde görevli bir çok bayanlar var ve hepsi kapalılar. İlk basta havaalanında dikkatimi çekmişti, çoğu görevliler bayandı. Postanede de aynı şekilde. Sokaklarda da çay satan çokça bayan bulabilirsiniz. Ancak kadınların ve erkeklerinde büyük bir kısmı da çalışmaktan hiç hoşlanmıyor.
Sudanda en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de, uykuya yatmayaaşırı düşkünlük. Toplumda çok önemli bir bölümü hiç abartmıyorum neredeyse bütün günlerini yatarak geçiriyorlar. Yataklarını kapılarının önlerine hatta sokaklara kurmuşlar, gece gündüz uzanıyorlar. Çalışmayıçok sevmiyorlar.
Bir keresinde bir mescide girdim, kız öğrencilerinin tam ders bitiş saatine denk geldi, bir anda mescit sağa sola uzanan kızlarla doldu, acayip bir manzaraydı benim için.İlk Sudana geldiğimde havaalanında "lavaboya bir gidip elimi yüzümü yıkayayım" demiştim.. Girmemle çıkmam bir olmuştu, çünkü yerlerde en az 3 tane bayan (muhtemelen temizlikçiydiler) uzanmış yatıyorlardı! O anın şaşkınlığıyla koşar adım yine dışarıda buldum kendimi. Hijyen anlayışız aten başlı başına bir sorun.. Temizlik konusunda çok sıkıntılar var, ne yazık ki bizim gibi temiz değiller bir çok alanda…
Gösterişi anladığım kadarıyla seviyor buranın kadınları. Çok süslüler diyebilirim, komple büyük bir kumaşla sarılmışlar çarşaf havasında;ama o kumaş o kadar süslü ki bazılarında. Ve ayakları zaten başlı başına sankisanat eseri.
Hem ayakkabıları çok topuklu ve gösterişli, hem de ayaklarında desenli kınalar ve ellerinde de aynı şekilde desenli kınalar var.
Bu şekilde süslenmek ise evlendikten sonra oluyormuş, yani özellikle düğünün hemen ardından bu şekilde abartılı kıyafetlerle geziyorlar. Şaşıracaksınız belki; ama erkeklerde ellerine kına yakıyorlar. Çok desenli olmasa da tırnaklar ve elleri bayağı kınalı erkekleri var, bu da onların evli olduklarının bir göstergesiymiş. Lokantamıza gelen Türk bir genç vardı, Sudan'lı bir bayanla evlendi. Düğün sonrasında geldiklerinde erkeğinde ellerinde kına görünce bayağı şaşırmıştım.
Karı koca Sudan' lı olan ailelerde ise söyle bir görüş yaygınmış: "Aman karım elimden kaçmasın onu elimdenkaçırmamalıyım“ tarzında. Kadınları sanırım nazlı.
Ben burada uluslar arası Afrika üniversitesinin Arapça kursuna gidiyorum, orada dünyanın her tarafından öğrenciler var. Kenya, Nijerya, Endonezya, Tayland, Norveç, Amerika, Almanya, Somali, Elitre ve daha fazlası var. Dikkatimi çeken özellikle Nijeryalı genç kızlar çok erken evleniyorlar. 18 yaşında olup evli ve karnı burnunda öğrenciler var ve en ilginci bebekleri doğduktan sonra öğrencilik hayatlarında hiç bir değişiklik olmuyor.
Bebeklerini sırtlarına bir bezle bağlayıp aynı azimle okumaya devam ediyorlar. Bir yandan bebek emzirirken, diğer yandan sınav yazabiliyorlar. Kucağında bebek varken öğretmenin sorularına cevap veriyorlar. Bu beni çok ama çok etkiledi. Bizim kültürümüzde artık bir bebeğin varsa işin bitmiştir, evden çıkamazsın, alışverişe gitmek bile mesele iken Türkiye de bebekli bir bayanın bir kursa gidebileceğini hiç hayal bile edemiyorum, zaten giden olsa bile çevresinden aşırı tepki alacağı kesin.
Ama burada öyle kadınlar gördüm ki, bebek onların bir parçası, hayatin her alanına onlarla beraber cesurca azimle giriyorlar. Bu beni çok etkiledive kendi fikrimi de değiştirdi, artık bebeğim olursa bende okurum diyebiliyorum.
Sudanlı bayanlar bize göre biraz daha geç evleniyorlar, yani30 yaşlarında evlenen ya da 25 yas üstü evlenen çok Sudan'lı var ve bu normal onlara göre. Ama dediğim gibi Nijeryalılar öyle değil, daha erken evlenebiliyorlar diyebilirim.
Sudanlı çok dindar görünümünde bayanlar bir bakıyorsunuz yabancı erkeklerle rahatça tokalaşıyorlar, elleriyle omuza vurma şekilde bir selamlama sekli var, bunu bayanlarda erkeklerde yapıyorlar. Yani bakıyorsunuz o kadar İslami bir görüntü var; ama sonrasında erkeklerle rahat hareketler olabiliyor.
Sudan toplumu ibadetlerine çok düşkün görünüyorlar.. Sabah namazına camilere gidiyorlar, Cuma ve bayram namazlarına bayanlar dahi istisnasız gidiyorlar. (Biz Türk kadınları alıştırılmadığımız için gitmedik veresmen sonrasında biraz yadırgandık. Bir daha ki bayrama ben namaza gitme kararı aldım.) Sünnet olan günlerde oruç tutuyorlar...Namaza çok önem verip her zaman kılıyorlar.
Ama tokalaşmak gibi, aşırı süslenmeler gibi veya doğum günlerini Avrupai bir şekilde kutlamak gibi şeylerde çok yaygın. Mesela geçenlerde eşimle bir kafeye dondurma yemeye gittik. Bir genç grup dikkatimi çekmişti 3-4 tane genç kız, yine o kadar genç erkeklerle oturmuş muhabbet ediyorlar (içimden ne işiniz var burada tesettürlü kızlarsınız diye geçiriyordum) sonra aksam ezanı okundu, mescit olmadığı için dışarıda köşede bir yerde namaz kılarken,bir baktım o genç kızlarda namaz kılmak için sıraya girmişler beni bekliyorlar.Anlayacağınız enteresan bir durum, bir dengesizlik var sanki, bir yandan batıya özenti, bir yandan dini değerlere bağlılık.
Gençlere bakıyorsunuz sizin Türk olduğunuzu anlayınca ilk başta "Muhenned“ (Kıvanç Tatlıtuğ) diyorlar, onu soruyorlar, Türk dizilerini benden iyi tanıyorlar. Bu beni çok üzdü ve ben kendim bire bir Sudan'lı bir bayanla konuşurken bana dediği şuydu:"Biz bir Türk düğününe davet edilmiştik, düğüne bir gittik ki herkes kapalı, hani dedik nerde Muhenned, nerde Nur (Gümüş dizisindeki baş rolde olanlar) herkesin kapalı olmasına çok şaşırdık. Biz Türkleri Türk dizilerindeki gibi zannediyorduk.“ dedi. Afrika kıtasında çok yaygınlaşmış olan bu Türk dizileri ne yazık ki Türk imajını aşırı derecede zedeliyor. Bizleri açık saçık,alkol içmekte çok rahat olan bir toplum zannediyorlar.
Gençlerde çok etkileniyorlar bu gibi dizilerden, bakıyorsunuz, okulda kural gereği ferace giymiş; ama tarzı tamamen özentili, makyaj, her fırsatta feraceyi oturup kalkarken yukarı çekmeler, alttan dar kot pantolonları göstermeler.. yakaların açılması.. saçların görünmesi.. yani öyle bir izlenim oluyor ki, biraz serbestlik gelse bütün gençlik bir anda açılıp saçılacak. Ama hepsi öyle değil, gerçekten takvalı görüntülü olanlarda var.
Sudan'dan dan bir cocukaile gönülüsü Havva' dan selam ve sevgilerle...
6 Yorum Yorum Yaz